EHLİ TURÂBI DA ANDünyanın meşgâlesi bırakmasın tuzak da, Kabristân denilense bir nefeslik uzak da. Annem babam orada ablam da yeni varmış, Hakkı bilene saray bilmeyene çok darmış. Şu kısacık ömürde hiç huzur vermediler, Baba evine gitme izin iste dediler. Yıllar hep böyle geçti hasret yere inmedi, Beynindeki o ur’un acısı hiç dinmedi. Emir vâki olup da dertlerden kurtulurken, Yastığa baş koyduğu yenisini bulurken. Dört evlâdı var idi birini kurban verdi, Sanki sam yeli olup gülünü yere serdi. Alma mazlum ahını bir gün çıkar karşına, Filte filte attırır tezgâh kurau çarşına. Yüksek duvar örmüşler anlam veremem niye, Girenler geri dönüp ordan kaçmasın diye. Kaçmak mümkün olsaydı boş kalırdı oralar, Dünyanın iki yüzü beni içten yaralar. Çelik çomak oynayıp sevdiğim can dostlarım, Mezar taşına bakıp izlerine rastlarım. Kimisinde bir beyit kimisinde bir kıta, Doymamış ki dünyaya yaşlarını akıta. Kimisi hançerlenmiş mezar taşında hançer, Kimisinde tabanca kurşunlar sessiz geçer. Hilâl’i hiç sormayın bir taşlık’mış soluğu, O taşı atanların biter mi yolculuğu. Ölenler geri gelmez hep orada kalacak, Öldürenlerse bir gün menziline varacak. Malım mülküm var deyip ası gelme kadere, Dünya kime kalmış ki düçâr olma hedere. Candan sevdiklerimiz ehli kubur’dan olmuş, Son gördüğümde heyhât mezar yerleri dolmuş. ............................................Kardelen26 |
Kimisinde tabanca kurşunlar sessiz geçer.
Hilâl’i hiç sormayın bir taşlık’mış soluğu,
O taşı atanların biter mi yolculuğu.
KUTLARIM KALEMİNİZİ.