Sen geçersin kaldırımlar bayram geçer
Dilimin matruşkası
Rujsuz rimelsiz Öyle böyle değiliz Seninle biz Sen içersin şarap kızılca kıyamet Ruhuna ter temiz bir akşam ılığı Saç uçlarına simli baharlar Ve delirtiyor beni bu havalar sarhoş değilsem eğer… Dudağımın köşe başı Taçsız duvaksız Az buz değiliz Seninle biz Sen geçersin kaldırımlar bayram geçer Eteklerine pileli bir rüzgar Topuklarına bir adam boyu kar yağar Ve soğuyor dizlerimin kabzası sarhoş değilsem eğer … |
Şiir(ler)e başlık koyarken, içinden çarpıcı bir dizeyi olduğu gibi almak ve şiirin büyüsünü en başta okura sunmak ya da yitirmek...
Bunun yerine daha kısa bir ad seçmek. Ya da şiirin içinde geçmeyen bir şeyi, şiire zenginlik olarak katmakta yarar var.
Örneğin: Bayram
ya da Sen Geçerken, gibi bir şey. Farklı.
*
Sen içersin şarap kızılca kıyamet
Ruhuna ter temiz bir akşam ılığı
Saç uçlarına simli baharlar
(Ve delirtiyor beni bu havalar sarhoş değilsem eğer…)
--
Burada son dize, uzaktan bir Orhan Veli çağrışımı yaratmış ama bence şiire bir katkısı yok yenilik adına. Üstteki dizeler güçlü oysa. Ayrıca bu "ve" bağlacını da tasarruflu kullanmalı şair. Kaçınmalı.
Bir de şiir, anlatmaktan çok sezdirmeli. Yarım, kesik söyleyişler bırakmalı. Okura 'acaba'lar...
ter temiz > bitişik yazılmalı. Yazım kılavuzuna hep bakmalı şair.
*
Sen geçersin kaldırımlar bayram geçer
Eteklerine pileli bir rüzgar
Topuklarına bir adam boyu kar yağar
(Ve soğuyor dizlerimin kabzası sarhoş değilsem eğer …)
--
Burada da son dize biraz ilintisiz geldi. Fazlalık. Üstteki özgünlüğü dağıtan hatta bozan.
O nedenle son dize çıkarsa, çok daha yoğun, çağrışımlı bir söz dizimi olur. Dize adına.
rüzgar > a şapkalı yazılmalı. > rüzgâr biçimi.
Şair, mutlaka dilbilgisini önemsemeli. Sözlük ve yazım kılavuzu masasından eksik olmamalı.
Şiirde 'eksiltmeli' dili bulmalı, sözcük ekonomisini, yoğunlaşmayı, demlendirmeyi, işçiliği eksik etmemeli Şair.
Ve mutlaka eleştiri almalı. Şiir kültürü olan insanlardan.
*
Şiir varsa,
Şairin dizlerinin kabzası soğumaz.