Solumu kaybettim hükümsüzdür!
Ben hep şöyle düşünürdüm,
İnsanlar zaten sağın hikmetiyle doğarlar, Bilgiler biriktikçe sorarlar, Ardından vicdanlar büyümeye başlar, Sonra usulca, sola kayarlar, Derdim. Halbuki, ben yanlış bilirmişim meğer. Meğer; vicdan micdan falan; soldamı olurmuş lan.! Meğerse biz, Ömrümüzü heba etmişiz, Hz. Ahmet’ i dinledim dün gece, gözlerim kapalı. Dinledikçe açıldım,açıldıkça saçıldım, İrticanın içine demokrasiyi bir inşa edişi vardı ki! Heytt! diyesim geldi içimden neye karşı bilmem! Anladım bu kadar salaklık anca bana yakışırmış, Onca yıl, baba hangi köşeye biz o köşeye yolculuk yapmışız, Anaa! oda ne? ettik-düttük derken, Amerika’ya varmışız, Cebimde tırtıllı kuruş; içimde Çetin Altan demokrasisi, Cascavlak, özgürlük heykelinde kalakalmışız. Vaz geçtik Çetin’den, gelene Ahmet sorduk, gidene Mehmet, Bir tanıyan çıktı, en nihayet. Beylerin az ilerde kafası bozulmuş, sonra sağa çekip durmuş, Elinde yılandan yapılma bi demokrasi çantası, İçinde sorozun turuncu evrakları, Üzerinde bir yazı varki yüreğimi sızlattı; ’’Solumu kaybettim hükümsüzdür..............!.’’ ayazoglum |
YÜREĞİNİZE VE KALEMİNİZE SAĞLIK