Yeraltından mektup var!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Yeraltında çalışan bir dostumun yeraltında çalışmanın zorluklarını anlatırken çok etkilendim ve bu şiiri yazdım. ayazoglum
Yaa! Ramazan Kadri;
Kiminin ekmeği aslanın ağzında kimininki taa midesinde derler yaa! Bizimkisinide gömmüşler anasını satayım, Taa! toprağın yedi kat dibine sanki; Uykumun en ağır yerinde çalar hep melun saatin zili; Bıçak gibi yırtar geçer bitkin gecelerimi. İstesemde açamam Yorgun gözlerimi. Bir tur atarım yatağın içinde duymazdan gelirim, zili mili; Hanımın yanımda olmadığını anlarım uyur uyanık, Yorganı alırım apışımın arasına ; yatağın hepsi benim olmuş ohh! Ne hoş! N’olur, birazcık daha uyusam zararımı olurmuş.? Ama olmaz kadri! Ya kaçırırsam servisi ....... Sonra araba da bulamam ki!. Bilirmisin n’olur kart delinmedimi ? Ekmek kalır öylece; bulamam feleğin gömdüğü yeri. Yakaracak bi Allahım kalır bide bizim başçavuşun kalbi.. Oda hiç düşünmeden, kalksaydın koçum! der; Zinhar, dinlemez hiç kimseyi. Zaten herkes hep bu saatte yazar acıklı hikayesini, Yalova kaymakamı olsan kaç yazar ya Ramazan Kadri! Kim takar? yarıda kalan yorgunluk keyfini... Demezlermi senin anan güzelmi? Sonra usulca omzumu titretir hanımın eli, Nihayet çipil,çipil açarım yorgun gözlerimi, Saate bakarım önce; hanım der: bey hadi! . Kahretsin! bişey görememki.!. . Yelkovanı akrep; Akrebi yelkovan sanırım hep! Tersim dönmüştür sanki... Kalkıp ayakyoluna giderim. terli, terli, Sonrada giyinirim. Kirli, mirli, Bi bardak çayı zor tıkarım boğazıma, İki tek zeytinle bi lokma ekmeği. Burası çok soğuk olur bu mevsimde, hele geceleri, Parkayı çekmesem kulkaklarıma zinhar buyarım Hava olur buz gibi; nihayet gelir içine tükürdüğümün dandik mercedesi, Tıss! diye tıslayıp, kendiliğinden açılır,tek kanatlı ucubesi, Açıl susam açıl! demişimdir sanki... Derken! sabah olmuyor ki! erken, sallana,sallana varırız açık mezarın ağzına bi yerden, Sonracıma, cancazım; sevgili Kadriii! Alırız takım taklavatı, giyeriz koyu mavi urbaları; Takarız, başımıza da affilli sarı bareti. Oluruz, anadan doğma tam bir yeraltıcı, dördüncü kademede, birinci sınıf kazmacı, Borumu bu! Bineriz, takul,tukul bi ansansöre, bi bölük adamla beraber, Başımızda bi baş çavuş; sonracıma asansörcü olur, Birde, vardiyanın pok yidi başısı. Yüzümüze bakarlar; kibirli, kibirli, Sen sanırısın muberekleri, sadrazamın sol bilmemneyi! Sallana, sallana asansörümüz yerin altına inmeye başlar, Yarının yorgunluğu bile bugünden bedenimdedir artık ya! Ramazan Kadri! Sonunda kör talihe yakıştırırım, çok çalışıp az yaşamanın kahrını, Yaa! Bismillah derim bir kuru tükürcükle avuçlarımı yağlayıp; Başlarım feleğin gömdüğü yerden çıkarmak için rızkımızı!...... . İşte sevgili kardeşim Ramazan Kadriii! Hergünüm böyle, kopyalanmış gibidir sankiii...! ayazoglum |
Zül-Karneyn