Yanlışlar, doğru diye yaşanır;
Bilim derki! Defaten oluşmuştur evren,
Bütün sırlarına rağmen, İlk hareketi başlatmış, ’’big-ben,’’ Tanrının ’’avuçlarından’’ fırlattığı zerrelerden. Onlar, doğru yere düşmeye evrilmiştir, Doğru yer neresi? Bunu ancak tanrı bilir, Doğru dediğimiz her neyse izafidir, Aslında gerçek olan şey yanlıştır, Yanlışlar,doğru diye yaşanır; Yaşandıkça da; doğruya giden yol kısalır... Yaşam; yeknesak döngüler içinde salınır, Durmadan bir şeyler hep itişip kakışır, Bu itişip kakışma,sürtünmeyi yaratır, Açığa, ısı ile eskimeyi çıkarır, İşte hayat! bu iki tohumdan yaratılır. Sürtünme; geçmişimizi inşa eder usul,usul, Açığa çıkan ısı yaşamı doğurur, Gelecek diye kesif bir sis çöker ki! Zihinlere, O gelecek; ürkünç,karanlık,ıssız ve ölümcüldür... Hani varya! geleceğe fırlatılmış o zerreler, Yanlışı ölçü yapar, hep doğru yere düşer, İşte! Canlıların da ham maddesi yanlışlardır; Düşeceği yerse, eninde,sonunda doğru bir yerdir... |