ANADOLU KADINIMSen benim çilekeş Anadolu kadınım! Toprağınla yoğrulur, ürününü toplarsın. Eli öpülesi nasırlaşmış o güzel ellerinle Eşini, koyununu, kuzunu başına toplar, Mis kokulu tandır ekmeğinle doyurursun. O titremiş sesinle, yorgun yüreğinle Yanık yanık söylediğin dertli ninnilerinle Ilgıt ılgıt emzirdiğin o gül gibi yavrularını Kurumuş dudaklarınla öper uyutursun. Kul köle olursun yuvana, işine, eşine, aşına, Yüzünde beliren derin kırışıklıklarda, Ne anılar vardır der, dalar gidersin bazen. Kar yağmış saçlarının her beyaz telinde, Yorgunluğunun sesini duyarsın kulaklarında. Hazandan kalan, hazin dolu yorgun yıllara, Buruk bir tebessümle anar, ah çekersin. Bakışların gizemli sanki sitem doludur geçmişe. Ne yorulmak bilirsin, ne de dinlenmek; Çalışırsın hep durmadan, hiç of demezsin. Sen tarlanda toprağınla boğuşurken Bazen de ararsın kocanı yardım etse diye. Ama o kahvede kesin çayını yudumluyordur. Sen benim çilekeş Anadolu Kadınım! Var mıdır seni koruyan, kollayan, savunan? Var mıdır hakkını ve hukukunu arayan? Var mıdır ellerine sağlık diyen? İşte bayram geliyor, uzat bana yanaklarını, Ver de öpeyim toprak kokan asil ellerini, Kutlu olsun bayramın, yüzün sevgi dolsun. O tertemiz yüreğin ne isterse onu bulsun... Benim bir tanecik Anadolu Kadınım... SABİHA SERİN |
saygılarımla