Saygı değer Mustafa Özçiçek Hocama cevap niteliğinde kaleme aldığım bir şiir..
Hocamın Şiiri:

Felâketin Bayrağı

Mavi çaylar coşmasın,zenginler zarar görür,
Dere yataklarında, havuzlu villası var.
Sel maduruyum deyip,devletini sömürür
Siyasi sadakayla, pramit kule yapar.

Ezik araba durur,arkadaki garajda,
Son modeli öndedir, geçenler ona bakar.
Somonları kızartır, mangalındaki sacda
Çıkan balık kokusu,acın genzini yakar.

Zabıta yakınıdır, evvelden yerleştirdi,
Gerektiğinde onu,elbet kullanacaktı.
Oyu en büyük silah,yasayla birleştirdi
Doymuş olanlar bile, felâkette acıktı.

Sorumsuz kanallarsa, iğneyi deve yapar,
Günlerce haber diye, gözyaşı döktürürler.
Devlete küfredenler, dönüp makama tapar
Tembel siyasilere, kökleri söktürürler...

Gökyüzü sakinleşir, yardım görenler gibi,
Kimisine kaz gelir, kimisine bir iğne.
Partisinden olana, açılır kasa dibi,
Açıkta kalanlara,derler"gel bizi dinle"

Tarafsız bir bahçıvan, bulamadık bahçeye,
Çiçek yetiştirirken, toprağı zehirledi.
Yabancı sözcükleri, ekleyverdi lehçeye
Azınlık sevdasıyla, al bayrağı mimledi.
...............1738----20/10/2009..............


Mustafa Özçiçek

Çaylar coşar, kalır yıkımı
Rant’a bedeller ödüyoruz
Dolar’ın ceplere akımı
Siyasilerde görüyoruz

Küçük balık, büyüğe gebe
Kimdir paparazi de ebe
Kahkahamız, yama küfüre
Biz İvedik’i seviyoruz

Doyanlar, doymak bilmez halen
Versen, geri çevirmez halen
Ülke, hırsızdan geçilmez halen
Bunlara selam veriyoruz

Kökler, yayılmışlar tabana
Rüşvet, atılmaz ki; yabana
Fakiri, koşarlar sabana
Medyada eşek oluyoruz

Meyve veren bahçe taşlanır
Ses çıkaran kazanda haşlanır
Ozan; buna hepden şaşırır
Biz kimi, kimden soruyoruz

Ozan Özdemir / 29 Ekim 2009

Bu Ülkeyi kimlere emanet ettiğini ah bir görebilseydin !....