Sormalı… Nedir bu hırçınlık? Çakarken gözlerinde şimşekler, Ay tepede geceye yatmış. Nasıl durur ağlamaklı.
Bu kaçıncı sarhoşluğun senin Kalk haydi! Devrilsin ağaçlar, yırtsın karanlığı.
Hey meyhaneci, aç şişeleri aaaaç! Aşk doldur kadehlere İçelim… Kalmasın bahara bu gece.
Kemancı! çal sen de Boş durmasın parmakların Dokunsun kemanın tellerine bir bir Çağlasın aşka doğru Çağlasın nağme nağme.
Eyyy sevgili! Bir taht kur gönlünde bana Kalbinde dövme olayım / mühürle beni Dolanayım bedenine hesapsızca Nasıl sızlar tenim / nasıl titrer Duysana… Haydi susma, kapıl sen de Coş bu gece doyasıya.
Sonra, Yıldızlar saç gözlerinden Toplasın güneş pare pare / örsün saçlarını Bir başağa yaren olsun Uzansın sere serpe
Sen, sandalcı! bir kürek ver Açılayım denizlere, dalgaları yarayım Yakamozları eteğime toplayıp -sürüsüne bereket- Getireyim saçlarımda yare
Hey gece! Ayın on dördü bugün / seviş. Al dolunayı kollarına / dölünü tutsun Aksın teri ince ince gerdanına Çağır sonra rüzgârı Soluklansın teninde Üfürsün eteklerini dalga dalga
Bak, geldi vakit Söndür şimdi ışıkları Karanlık beyaza çalmakta…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Geceye Seranat şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Geceye Seranat şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Yüreğini bana açma zamanı geldi artık. Ben bütün açmazların anahtarıyım. En zor kilitlerin çilingiriyim. Hadi beni kabul et. Ben kim miyim? Benim adım "Sonsuz Sevgi". Şimdi kalbinin mühürünü kırma vakti...
Kapıları ardına kadar açılmış bir dünyadan sesleniyorum. Seven bir yürekten sesleniyorum. Sen de yüreğini bana açar mısın?
Kalpten kalbe giden yolun tek bir yolcusu vardır o da koşulsuz sevgi. Sevgi sıcacık bir fincan çayı soğuk bir havada yudumlamak gibidir. Soğuktan titreyen vücudunu yumuşacık bir battaniye ile sarmak gibidir. Dinmek bilmeyen gözyaşlarını annenin şevkatli elinin silmesi gibidir. Seni her kötülükten korumak isteyen güçlü babanın kanatları altına sığınmak gibidir. Gecenin karanlığını ışığıyla aydınlatan sana yol gösteren ay gibidir. "
şimdi yüreğini bana aç sevgili.... aç ki sonsuz sevgiyi sana yaşatayım......
Sormalı… Nedir bu hırçınlık? Çakarken gözlerinde şimşekler, Ay tepede geceye yatmış. Nasıl durur ağlamaklı.
Bu kaçıncı sarhoşluğun senin Kalk haydi! Devrilsin ağaçlar, yırtsın karanlığı.
Hey meyhaneci, aç şişeleri aaaaç! Aşk doldur kadehlere İçelim… Kalmasın bahara bu gece.
Kemancı! çal sen de Boş durmasın parmakların Dokunsun kemanın tellerine bir bir Çağlasın aşka doğru Çağlasın nağme nağme.
Eyyy sevgili! Bir taht kur gönlünde bana Kalbinde dövme olayım / mühürle beni Dolanayım bedenine hesapsızca Nasıl sızlar tenim / nasıl titrer Duysana… Haydi susma, kapıl sen de Coş bu gece doyasıya.
Sonra, Yıldızlar saç gözlerinden Toplasın güneş pare pare / örsün saçlarını Bir başağa yaren olsun Uzansın sere serpe
Sen, sandalcı! bir kürek ver Açılayım denizlere, dalgaları yarayım Yakamozları eteğime toplayıp -sürüsüne bereket- Getireyim saçlarımda yare
Hey gece! Ayın on dördü bugün / seviş. Al dolunayı kollarına / dölünü tutsun Aksın teri ince ince gerdanına Çağır sonra rüzgârı Soluklansın teninde Üfürsün eteklerini dalga dalga
Bak, geldi vakit Söndür şimdi ışıkları Karanlık beyaza çalmakta…
kelimeler dizelerle dans ediyordu... harikaydı... saygılarımla...
Hey gece! Ayın on dördü bugün / seviş. Al dolunayı kollarına / dölünü tutsun Aksın teri ince ince gerdanına Çağır sonra rüzgârı Soluklansın teninde Üfürsün eteklerini dalga dalga
Bak, geldi vakit Söndür şimdi ışıkları Karanlık beyaza çalmakta…
Sormalı… Nedir bu hırçınlık? Çakarken gözlerinde şimşekler, Ay tepede geceye yatmış. Nasıl durur ağlamaklı.
Bu kaçıncı sarhoşluğun senin Kalk haydi! Devrilsin ağaçlar, yırtsın karanlığı.
Hey meyhaneci, aç şişeleri aaaaç! Aşk doldur kadehlere İçelim… Kalmasın bahara bu gece.
Kemancı! çal sen de Boş durmasın parmakların Dokunsun kemanın tellerine bir bir Çağlasın aşka doğru Çağlasın nağme nağme.
Eyyy sevgili! Bir taht kur gönlünde bana Kalbinde dövme olayım / mühürle beni Dolanayım bedenine hesapsızca Nasıl sızlar tenim / nasıl titrer Duysana… Haydi susma, kapıl sen de Coş bu gece doyasıya.
Sonra, Yıldızlar saç gözlerinden Toplasın güneş pare pare / örsün saçlarını Bir başağa yaren olsun Uzansın sere serpe
Sen, sandalcı! bir kürek ver Açılayım denizlere, dalgaları yarayım Yakamozları eteğime toplayıp -sürüsüne bereket- Getireyim saçlarımda yare
Hey gece! Ayın on dördü bugün / seviş. Al dolunayı kollarına / dölünü tutsun Aksın teri ince ince gerdanına Çağır sonra rüzgârı Soluklansın teninde Üfürsün eteklerini dalga dalga
Bak, geldi vakit Söndür şimdi ışıkları Karanlık beyaza çalmakta…
"Yüreğini bana açma zamanı geldi artık. Ben bütün açmazların anahtarıyım. En zor kilitlerin çilingiriyim. Hadi beni kabul et. Ben kim miyim? Benim adım "Sonsuz Sevgi". Şimdi kalbinin mühürünü kırma vakti...
Kapıları ardına kadar açılmış bir dünyadan sesleniyorum. Seven bir yürekten sesleniyorum. Sen de yüreğini bana açar mısın?
Kalpten kalbe giden yolun tek bir yolcusu vardır o da koşulsuz sevgi. Sevgi sıcacık bir fincan çayı soğuk bir havada yudumlamak gibidir. Soğuktan titreyen vücudunu yumuşacık bir battaniye ile sarmak gibidir. Dinmek bilmeyen gözyaşlarını annenin şevkatli elinin silmesi gibidir. Seni her kötülükten korumak isteyen güçlü babanın kanatları altına sığınmak gibidir. Gecenin karanlığını ışığıyla aydınlatan sana yol gösteren ay gibidir. "
şimdi yüreğini bana aç sevgili.... aç ki sonsuz sevgiyi sana yaşatayım......