Sanduka
Gecenin karanlığına saklı gölgeler
Ne hükmü vardır ışığa, ne tahammülü Aç kurt sürüsüne vurgun tüm düşünceler Bir yalnız akşamüstünün eski eylülü Yaşlı kafa kâğıdına sendrom sarılmış Kalabalığınca yalnız bütün yıldızlar Hayalsizlikte ümitler aranır olmuş Pınar başında bekleyen hayali kızlar Bitti sayılan hüzünde tek renge gidiş Ufku siyaha boyalı yollarda ölüm Alınmışı verilmişle sessiz bitiriş Her günü farklı bir insan sırda gördüğüm Dedim gonca misaliyiz, başka şans hiç yok Bir kez ve şafakta açar, tekrar açılmaz Sonbaharı kadar solgun, sırt pek, karın tok Toprağın çağrısı kesin ne çare kaçılmaz. Yokluk varlığa müsavi, varlık yokluğa Gündüz gecenin âşığı, sevda vuslatsız Anlamsız savaş nefesle, n’olacaksa Ve yolculuk sandukayla atsız pusatsız. |
Bir kez ve şafakta açar, tekrar açılmaz
Sonbaharı kadar solgun, sırt pek, karın tok
Toprağın çağrısı kesin ne çare kaçılmaz.
Yokluk varlığa müsavi, varlık yokluğa
Gündüz gecenin âşığı, sevda vuslatsız
Anlamsız savaş nefesle, n’olacaksa
Ve yolculuk sandukayla atsız pusatsız.
evet mecburi yolculuk sandukayla pusatsız..Toprağın çağrısı kesin kaçınılmaz...harika bir şiir okudum.. çok anlamlı insanı düşündüren,hüzünlendiren yüreğinize kaleminize tebrikler yüreğimden...saygımla