Sonsuzluğa DüşSonsuzluğa düşler, kızıla döner her akşam Sensiz mor bir hüzün adım atar sessizce Ve sırtına hasretleri yüklenmiş bir lacivert kara Bütün gece Tam karşıda oturur inadına inadına Yıldızlardan çeşni savrulup siyaha Bazı mehtap çıkar O da ağlar mı güler mi belli değil Bir bakarsın bulutların ardına gizlenip Gizli gizli oradan bakar Bir bakarsın sere serpe açmış göğsünü Hem kendini yakar Hem beni Şayet varsa deniz koşturup yakamozları Bir kıyıya ulaşmaya çalışır Yoksa binecek bir dalga, ovaysa, bağsa, bahçeyse Bulur alacakaranlıkta bir miktar lacivert Gördüğü bütün menekşelere bulaşır Bazen eser meltem olup Yanık bağırları serinletir Bazen acı bir türkü olur hatıralar Ezanlara kadar susmaz Güle damlar, göze damlar Bir an şaşkınlık çöker sessizliklere Aniden şafağa yakalanır Umut sarımtırak bir ışığa kelepçelenir Dudaklar en mutlu tebessümün eşiğinde Hayat, gelişe odaklanır |
saygilar.