AngelaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Luc Besson’ın Angela filmine ithafen...
angela… beyaz yüzlü kadın… hala aynı yataktasın… kirlenmiş uzuvlarınla; gökyüzüne çalmaktasın… sen bir hesap makinesinin çok haneli rakamları, dudağımdaki yarım bir ıslık, ve bir iskambil kağıdısın… gözlerine çektiğin kalemler kadar siyahsın. uzun boylu ve dört yılda birisin Şubat’ın. ılık bir sonbahar güneşi, kirlenmiş bir çocuk kadar tuhafsın. angela… melek duruşlu kadın… yine kahkahalara bölünmüş yüzün, paramparçasın. kan kokusu geliyor günahlarından. yüzüne loş ışıklar düşüyor. tanrıçalardan daha güzelsin, koca bir şehir kadar yalnızsın. angela! sen bütün inanışların, ve bütün tanrıların, yeryüzüne inmiş bütün güzel kadınların, ve kutsal olan her parçanın, kısa, serin ve hüzün hatırasısın… bir dinsizin gözyaşlarısın. küçük sigaraların gri dumanında, nemli sabahların avuçlarında , gözlerimin önünde sarı saçlıyken; yüzümü döndüğümde kıpkırmızısın! insanoğlunun zaafı, temsilisin günahın, ademin elmasısın… bir meleğin olduğu kadar; bir fahişenin de tavrındasın… angela… sen hala aynı yatakta, kirlenmiş uzuvlarınla; gökyüzüne çalmaktasın… Halil Babür 06 Mart 09 |
sen hala aynı yatakta,
kirlenmiş uzuvlarınla;
gökyüzüne çalmaktasın…
sevgiyLe