Fırtına-2 (Göç Vakti)Merhametin eline sığınıyor bir balık Rize puslu, Rize kış, Rize parçalı bulut Gar ana baba günü, mahşerden kalabalık Düştüm eline deniz, bugün beni sen avut Ardım önüm makaslı, etrafım kapkaranlık Senin gözünde kalmış bir damlalık umut Eline düştüm deniz, bugün beni sen avut Uçurumlara kurar kartallar yuvasını Başını kaldırıp bak nasıl da azametli Eli titrek korkaklar alır gider başını Belki bir ben kalmışım gözü kara, zırdeli Tersine döndüremez pişmanlıklar zamanı Çıkartıp atamadım bu ateşten gömleği Belki bir ben kalmışım gözü kara zırdeli Kılığını karartmış gökyüzü, hep asabi Serçeler üçlü beşli nasıl da hoş serazat Uzakta martılar var sırtlan sürüsü gibi Çığlıkları korkulu, denizin derdi afat Çok içerlemiş sanki dalgaların sahibi Gömülüyor gözlerim deryalarına kat kat Ben sevda peşindeyim denizin derdi afat Ruj batağından çıkmış parıldayan dudaklar Öpülesi gerdanlar cezbediyor erkeği Ne zaman uyku için hazırlanır yataklar Kadınlar meşgul etmiş günah yazan meleği Bana Azrail kalmış, bir de derin mezarlar Delinmiş, kaçırıyor adaletin eleği Kadınlar meşgul etmiş günah yazan meleği Yüzükler ve kadınlar parlar ayın şavkında Yabani ormanlarda bir çift yırtıcı gözü Bir şiir anlatırmış hayatı baştan sona Git, uğraşma benimle sivilceli büyücü Ezilirken gururum kaldırım taşlarında Sevda işkencesinin bak ağır olur öcü Git uğraşma benimle sivilceli büyücü Denizin erittiği kaya parçasıyım ben Gökyüzünde parlayan yıldızların kâbusu Kaçmalıyım buradan tez, fırtına gelmeden Kirletilmeden aşkın, düşlerimin namusu Oysa ki ölmeliydim ateş kalbe düşmeden Götür beni de yağmur varsa Allah korkusu Kirletilmeden aşkın, düşlerimin namusu Kaçanı kovalanan bir kentin sokakları Ve seni hatırlatan üstüme sinmiş kokun Erkekler boş bırakmış bu gece yatakları Zemheride gidiyor, şimdi göç vakti kuşun Akbabalar gözlüyor şimdiden uzakları Çay kokulum hoşça kal, al Rize senin olsun Zemheride yokum ben, şimdi göç vakti kuşun İlyas Yağcı |