2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1493
Okunma
Sus!
Matemin gizli kalsın be adam,
Çaresizliği bürünmesin yine sokaklar
Sararınca güleç yüzlü bahar
Geride rüzgârın artığı kül
Şimdi susma vaktidir
Sus!
Ey ateş, ey gül, EYLÜL
Sus!
Şimdi yeriyken
Vakit emeklemekteyken hâlâ
Hayta akreple yelkovan
Ensesini kızıl bürünmekte ormanın
Çiseliyor hafiften yeşil
Eteğinde pus
Sus!
Susma vaktidir
Ey güneş, ey bülbül, EYLÜL
Sus!
Çılgına dönsün kaşları
Bir öpüşlük tavizdir halvet
Mendil cebinde kurumuş çiçek
Saçlarında mat sim
Hacmim kadar kafesim
Çığlığa yer yok
Susuşa esir
Ki gökyüzü ödül
Sus!
Tam vaktidir
Ey telaş, ey dil, EYLÜL
Sus!
Varsa eğer kudretin, alacaklıysa ecel
Tahammüle can gerek zamanı sırtlanarak
Bel verecek yer çekimine dirense de en diri dallar
Susacaksın istendiğinde
Ki konuşmak zarar
Sabırsa eğer takatini zorlayan
O zaman
Eylülü susturacaksın
Ya da ateşi
Ya güneş, ya gül, ya bülbül
Rüzgar şimdi veresiye eser
Öyleyse
Sen sus
Ey dil, ay beden, ey kul, EYLÜL
Bilirsin susmak âlimlik ister
İlyas YAĞCI