YOKLUĞUNGidişinle durmuştu zaman Halâ akmaz. Takılıp kaldım düş yorgunu gecelerde Kulağıma fısıldıyor karanlık hafifçe Sinsi bir ses birazda Cerbeze İrkiliyorum sözleriyle Hadi tut çek getir Masum geçmişi Yine de bulamazsın bir iktiyas Ne kadar baksan da Bir kıyas-ı akim Senden sonraki düşüncelerim Beş para etmez Yoksun… Oysa Yanımda bulunsaydı yeterdi Celb-i suret’in Gözlerimi doldurmaya Zıtlar, Hasbel icab bir biri ile kaimdir Sen ve ben Aşk ve nefret Yürek ve kalıp gibi Heyhat… Asl olan kendisidir aşkın Yoksa da çaresi Sen bir illet-i tâmme idin imtihanıma Kaybettim… Yazık hayatıma. Yokluğun, Yokluklarda bıraktı beni Oysa çok yakındın daha dün Dinlemedin Aldı gitti hüzün Neylersin mukadderat Ki böylemiydi evveliyat Ve nihayet yüzümde hicap Gözlerimde yaş Korkmadan Yürüyeceğim mahkeme-i kübraya İnd el icap Hüseyin AKOVALI Hicap--Ar,utanç,utanmak. Cerbeze—Aldatıcı sözle kurnazlık etme İktiyas—Benzerini bulma Kıyas-ı akim—Neticesiz yada sonuç vermeyen kıyas Celb-i suret—Uzakta olan bir şeyin suretini getirmek Hasbel icab—Durum icabı Kalıp--(Beden)Bir şeyin biçimini korumaya yarayan araç İnd-el icab-- İcab ettiği zaman, gerekince, Kaim—Var olan- Ayakta duran İllet-i tâmme—Her hangi bir şeyin var olması için lazım gelen sebeplerin tamamı. Mahkeme-i Kübra—Büyük mahkeme |
Eğerki hissediyorsam bunun adına "yokluk" denilebilinir ki?
_
Değerli kalemini kutlarım Hüseyin, aldı götürdü beni ve tıkandım.
Saygım ve sevgim yüreğine...