ömrümün kırıklarısırlarına gizlediğim sırlarım ve avuntularımda zaman melun darbesini hiç esirgemezken çatlayıverdi kuruyan dudaklarım sırlarında dağılan sırlarım aynaların kırıkların da sabahçı kahvelerinin eflatun kokan çaresizleri ümit yolculuğuna gam yüklemişken tel tel döküldü boğazın haram sularına kimsesizlerin iniltileri tavernaların artıklarıyla ne çıtırlar meze kimbilir şimdi sarhoş masaların da paranın gücü çözülürken umarsız uçkurlar da bir lokma ekmeğe kıvrananların acıları bir nebze şehvetin feryatlarında karışırken sulara cebimde son hazandan kalan ömrümün kırıkları düşlerimde kabusa dönüyor utancımdan başım öne eğiliyor insanlığımdan mersaus 18/05/200........... |
Eflatun kokardı sabahın sessizliği, gün doğumunda çığlık çığlığa... Bir seher vakti kaybolmuştu umutlarım, erguvan kokulu bulutlarda...
Yüreğinize sağlık