Ve İSTANBUL Yazar… - I -
Sernâme
Bir şehr-i İstanbul ki, şiirler yazdı herkes Maviyle her dem anıldığım, grinin tüm tonlarını barındırdığım, yeşili her şeye rağmen kendimden bile sakındığım, geçmişi ve geleceği apak coğrafyamdan sanadır bu yazım, sararmaya başlamış buruk sonbaharda… Bir haziran günüydü zulmetlerle virân… bulutlar ağlamaklı ağıtlar yağacak her an… öyle bir günde; uğruna ne canların feda edildiği, bir avuç berrak suyuna bin başların serildiği, -kimine âşıkları kavuşturmayan girdapeşsiz boğazımın, yaşı hayli ilerlemiş vapurunda dahil oldun ömrüme… Bakışları derinlere sevdalı, yanakları gülücükle yamalı bir tuvaldi siman… Yüreğinin rikkatiyle gözünden, önce gönle sonra suya düşen iki damla gözyaşı, iki kelam dua fırtınama kıvılcım olmaya yetti; ‘Allah’ım sen bana İstanbul’u nasip et…’ birden tarih canlandı hatrımda; karanlığım aydınlık aydınlığım nurefşân oldu… ‘Fatih’im fethedenim, can sultanım, efendim Sesim semada yankılandı, sema rahmetiyle boşaldı… Yağmur ‘hayr’ derler ya, gökyüzümden gül yüzüne gözyaşına eş, ılık dokunuşlar serpiştirdim ağladığını kimse görmesin diye. işte o an kabul oldu yakarışın da; bunu sen çok sonraları öğrendin… senin için; İstanbul! Duaların a’la şehri… İstanbul! Hayat bahşeden su gibi… İstanbul! Sevdanın alev rengi… İstanbul! Hiç bitmez ki… Bitmedi de… /Hayatıma hoşgeldin küçük kız.../ Gül/Nur |