Bir delinin günlüğü / 2Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ben sana mecburum bilemezsin
adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ................ sevmek kimi zaman rezilce korkuludur insan bir akşam üstü ansızın yorulur tutsak ustura ağzında yaşamaktan kimi zaman ellerini kırar tutkusu birkaç hayat çıkarır yaşamasından hangi kapıyı çalsa kimi zaman arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu .................... Atilla İLHAN ( Ben sana mecburum) Bir şehirsizlik kadar taze içimdeki delilik Diyorlar ki dünya bu Ne kadar doğru ne kadar abes Kestirişler noktalamalara tutulmuş Gözler matemde Bir kadın kadar yoğun hatıralar Hüzne bulanmış Dedikodu boyu tepelenmiş aşklar Gidişler bir varış yoluna Çelişkiler ise saplantılara karışmış Sevgi hikayesi eski kitabelerde yıpranmış Dudaklara çivi çakılmış Suspus zamanlar İşte size kandırılmış insanlar Yalpalıyor çıkmazlarda Öğretilere takılmış Dinginliğe ulaşırken Bebeklerde görülen bir çift diş Beyaz ayaza tutulmuş Üstünde kavrulmuş karalar Mavisi eskimiş parmaklıklar Buraya kadar Yıkıldı Tabu üstüne direnmeler Bu bitiremezlik vuslata aşina Yollar aydınlığa ben ise sana müptelayken Geliyorum kabuğumu kırıp yalnızlıktan Bir masaldan kovuldum Kendimi sende yani gerçeğin tam ortasında buldum… Yavuz Süleyman OĞUZ |
o da sen
varlığımın iki sebebindensin
adın aşk mı ne senin be kadın?
ruhuma yaydığın bu büyülü koku ne?
başımı döndüren...
Masalsın sen
yüreğimin miladından öncelerde
sevmenin en çıplak halisin
tenimi titreten
kimsin sen be kadın?
fikrime zi/yan...
Gitmelerin kalabalık istasyonunda
gözüyaşlı salladığım mendilsin
rengi ayrılık,
rengi hüzün rengi,
o renk sarı...
düşlerimin tek misafirisin
ne inatçısın sen kadın!
çıkmıyorsun içimden...
Alakasız belki hocam...
ama yazdım işte.
saygılarımla.