Her nefes alışında göğüsler beliriyor, Bu hârika tabloyu seyreden deliriyor.
Kıskandım o hamağı, kollarımda yatsaydı, Omuzumda uyurken ay doğsa, gün batsaydı. Makman Muammer Akman
Paylaş
Beğenenler
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Muhteşem bir şiirdi. Bütün şiirleriniz benim için kafadan birinci. Ben maalesef böyle detaylı düşünerek yazacak zaman bulamıyorum. Böyle şiirleri çok seviyorum, yazmak da istiyorum ama hiç fırsatım olmuyor. Hep çalakalem yazmak zorunda kalıyorum. Bir yanda grafikerlik, bir yanda şairlik, bir yanda öğretmenlik hepsi birbirine karıştı. Bazen hiçbirini yetiştiremiyorum hepsi yarım kalıyor. Neyse ki size rastladım. Artık sevdiğim üslupta şiirler okumam, bulmam çok daha kolay olacak. Selam ve saygılarımı arz ederim değerli hocam.
Uzun zamandır şiirlerine uğrayamıyordum. Bir başka arkadaşa yorum yazarken senin yorumuna rastladım. O yorumdan buraya geldim. Tabii ki 'günün şiiri' seçilmiş olan bu şiirini yeni gördüm. Çok güzel bir şiir. Bana Lale Devri şairi Nedim'i hatırlattın. Biraz muzip, biraz kışkırtıcı bir eda var bu şiirde. Şiire 'güzelleme' demişsin; ama şekil olarak bizim halk edebiyatındaki güzellemeyle alakasının olmadığını gördüm. Tabii ki 'buna güzelleme denmez' diyemeyeceğim; çünkü konusu ve ifade edilişi tam bir güzelleme. Bilirsin ki eskiler pek başlık koymazdı şiirlerine. Koşma, güzelleme, destan, taşlama der geçerlerdi. Modern anlayışta her şiirin bir adı var artık. Bu yüzden şaşırdım. Bu arada dörtlüğünü de çok beğendiğimi söyleyeyim:)...
Sevgili ve selam ile...
cinar39 tarafından 1/23/2010 12:31:36 PM zamanında düzenlenmiştir.
modern bir gazel olmuş...güne yakışan bir şiirdi...merhabalar yeniden... kutlarım yürekten değerli şair dost..sayın Makman.. sevgim saygım her daim ..selamlarımla....
Hani tanımasam sizi, elinize yüreğinize sağlık deyip geçiştireceğim işi ama, mümkün değil, sizdeki o yüreğin zenginliği ve kaleminizdeki ustalığınız az bulunan türdendir. Ustama yorum yapmak haddim değil. Umarım yüreğinizdeki zenginlikten bizlerde birşeyler kaparız. Hani diyorsunuz ya;
Ben de kalkıp; “ Güzellememe “ desem, ya da “ Hamaktaki Güzelleme “ olsa sorun hallolmuş alacak mıydı?
Şiirin tarzı gazel’e, kalıbı divan’a daha yakın. Güzellemenin divandaki benzeri medhiye. O zaman da Afet hanım ya da bir başkası divan’ın ölçüsü aruz, medhiye ise kalbur üstü zevata yazılır diyecek.
Ne yani, aruz bilmiyorsak ya da tercih etmiyorsak gazel ve gazel benzeri şiirler yazmayalım mı?
Bence, şiirin adından ziyade anlattığı, etkileyiciliği, nasıl yazıldığı, mısra tekniği, kafiye yapısı, edebî sanatların ne kadar kullanılıp kullanılmadığı, sesi, akıcılığı..(vs) daha çok önemlidir..
Keyifliydi.. Muammer Akman şiiriydi. Kurdelesi de yakışmış..
Ama başlığa falan takılmamak lazım bence. Zira, o bir başlık. Afet Hanım haklı. Güzelleme tam da tarif ettiği gibidir. Ama Muammer abi de haklı, Cemal Süreyya üstad da "Güzelleme" adıyla bir şiir yazmıştır ve şiirin şekli güzelleme değildir. Ancak, en başta da belirttiğim gibi, ben "Güzelleme" yazan yeri başlık olarak görüyorum. ( Alt başlık olarak Hamaktaki Güzel ismi kullanılmış olmasına rağmen. )
Afet hanımla aynı sayfa şiirini okumak ne kadar onur vericiyse okunan şiire yorum yazmakta bir okadar düşündürücü olmalı Afet hocanın yorumlarına uymamak eldemi ben lisedeyken edebiyat hocam böyle telkinlerde bulunsaydı belki bende çok güzel şiirler yazabilirdim.
Yorumunuza teşekkür ederim. Afet hocamın eleştirileri her zaman benim için çok değerlidir. Uzun zamandır birbirimizin şiirlerini (değişik sitelerde) ya över ya eleştiririz. Yani Afet Hanım'ın eleştirileri beni katiyen incitmez, onore eder. Her eleştirisini de kabul ettiğim anlamına gelmez elbet bu. Lise öğretmeni olayına gelince; öğretmenlere her zaman saygımız sonsuzdur. Onları dinler ama haylaz birer öğrenci olarak gene kafamıza eseni yaparız. Böylesi daha güzel bence. Afet Hanım usta bir öğretmen ve ben haylaz bir öğrencisiyim. Bu vesile ile saygıdeğer öğretmenimin ellerinden öpüyor, size de yorumunuz için teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Dostça kalın, şiirle kalın.
Yorumunuza teşekkür ederim. Afet hocamın eleştirileri her zaman benim için çok değerlidir. Uzun zamandır birbirimizin şiirlerini (değişik sitelerde) ya över ya eleştiririz. Yani Afet Hanım'ın eleştirileri beni katiyen incitmez, onore eder. Her eleştirisini de kabul ettiğim anlamına gelmez elbet bu. Lise öğretmeni olayına gelince; öğretmenlere her zaman saygımız sonsuzdur. Onları dinler ama haylaz birer öğrenci olarak gene kafamıza eseni yaparız. Böylesi daha güzel bence. Afet Hanım usta bir öğretmen ve ben haylaz bir öğrencisiyim. Bu vesile ile saygıdeğer öğretmenimin ellerinden öpüyor, size de yorumunuz için teşekkür ve saygılarımı sunuyorum. Dostça kalın, şiirle kalın.
Yerinde bir eleştiri. "Kordur desem, gül desem sıfatlar tarif etmez" mısrasında ölçü kaygısı olduğunu kabul ediyorum. O yüzden hemen; "Gonca desem, gül desem sıfatlar tarif etmez" şeklinde değiştiriyorum. Bu şekilde hece ölçüsü aynı oluyor. Teşekkürler bu mısra için. "Ama öyle yakışmış doyamadım seyrine" mısrasında böyle bir kaygı yok. Hamaktaki güzelin burnunun ucundaki hafif güneş yanığı çok güzel yakışmıştı ve bunu o mısrada pek açamadan ancak böyle ifade edebildim. "Omuzumda uyurken ay doğsa, gün batsaydı" mısrasında da hiç öyle bir kaygı yok. Sadece o güzelin kollarında, omuzunda uyurken günün bitmesini ve aynı durumda bitimsiz bir gecenin başlamasını istiyor şair. Hece şiiri açık yazılır kabul, ama bazı şeylerde sembollerle anlatılabilir. Cesur eleştiriniz için teşekkürler. Farkındaysanız bu şiirin o güzelliği anlatmakta yetersiz olacağını şiirimin içinde zaten; "En usta şair bile tarifinde duraklar" dizesiyle belirtmiştim. Tarif edilmeye çalışılan güzellik yanında elbet şiir sönük kalacaktı. Bu peşinen kabullenilmiş bir şeydi. Yani ; "Kordur desem gül desem..." dizesi dışında hece(ölçü) kaygısı olduğunu kabul etmiyorum.( Ki onu da düzeltiyorum.) Hepsi kaygıdan ari, içimden geldiği gibi yazılmıştır. Eleştirileri çok severim. Gördüğünüz gibi kabul ettiğimi de düzelttim. Şair gönlünden geçtiği gibi o anki coşkun duygularla yazdığı için hatalarını görmeyebilir. Eleştiri bu yönden çok faydalıdır. Emeğiniz ve yorumunuz için sonsuz teşekkürler.
Yerinde bir eleştiri. "Kordur desem, gül desem sıfatlar tarif etmez" mısrasında ölçü kaygısı olduğunu kabul ediyorum. O yüzden hemen; "Gonca desem, gül desem sıfatlar tarif etmez" şeklinde değiştiriyorum. Bu şekilde hece ölçüsü aynı oluyor. Teşekkürler bu mısra için. "Ama öyle yakışmış doyamadım seyrine" mısrasında böyle bir kaygı yok. Hamaktaki güzelin burnunun ucundaki hafif güneş yanığı çok güzel yakışmıştı ve bunu o mısrada pek açamadan ancak böyle ifade edebildim. "Omuzumda uyurken ay doğsa, gün batsaydı" mısrasında da hiç öyle bir kaygı yok. Sadece o güzelin kollarında, omuzunda uyurken günün bitmesini ve aynı durumda bitimsiz bir gecenin başlamasını istiyor şair. Hece şiiri açık yazılır kabul, ama bazı şeylerde sembollerle anlatılabilir. Cesur eleştiriniz için teşekkürler. Farkındaysanız bu şiirin o güzelliği anlatmakta yetersiz olacağını şiirimin içinde zaten; "En usta şair bile tarifinde duraklar" dizesiyle belirtmiştim. Tarif edilmeye çalışılan güzellik yanında elbet şiir sönük kalacaktı. Bu peşinen kabullenilmiş bir şeydi. Yani ; "Kordur desem gül desem..." dizesi dışında hece(ölçü) kaygısı olduğunu kabul etmiyorum.( Ki onu da düzeltiyorum.) Hepsi kaygıdan ari, içimden geldiği gibi yazılmıştır. Eleştirileri çok severim. Gördüğünüz gibi kabul ettiğimi de düzelttim. Şair gönlünden geçtiği gibi o anki coşkun duygularla yazdığı için hatalarını görmeyebilir. Eleştiri bu yönden çok faydalıdır. Emeğiniz ve yorumunuz için sonsuz teşekkürler.
Afet Kırat Hanımefendi ile aynı görüşleri paylaştığımı söylemek istiyorum.Güzelleme, Halk Şiiri içinde önemli yere sahiptir. Sayın Makman, hîlâl yazımında da bir yanlışlık yok mu sizce?hilâl olmalıydı, yanılıyor muyum? Güzel şiirinizi kutluyorum.
Haklısınız Efendim. Gözden kaçmış. "i" inceltmesiz olacak elbet. Teşekkürler, hemen düzelttim. Başlık konusunu ise ben o kadar önemsemiyorum. Ben başlığı "Güzelleme" koymakla güzelleme halk şiiri kategorisinden çıkarılmış olmuyor. Kaldı ki şiirimin koşma tarzı olmadığı da açıkça yazılımından belli. Sadece konu olarak güzellemelerle aynı konu işlendiği için başlık öyle konulmuştur. Yoksa halk şiirinin geleneklerini bozmak gibi bir amacım elbet olamaz. Teşekkür ve saygılarımla.
Haklısınız Efendim. Gözden kaçmış. "i" inceltmesiz olacak elbet. Teşekkürler, hemen düzelttim. Başlık konusunu ise ben o kadar önemsemiyorum. Ben başlığı "Güzelleme" koymakla güzelleme halk şiiri kategorisinden çıkarılmış olmuyor. Kaldı ki şiirimin koşma tarzı olmadığı da açıkça yazılımından belli. Sadece konu olarak güzellemelerle aynı konu işlendiği için başlık öyle konulmuştur. Yoksa halk şiirinin geleneklerini bozmak gibi bir amacım elbet olamaz. Teşekkür ve saygılarımla.
Güzelleme başlığını görünce standart halk şiirindeki bir türle karşılaşacağımı sanmıştım. Büyük ihtimalle sayfana gelenler de öyle düşünürler. Şiir olarak güzel, ama başlığı değiştirmen gerekir diye düşünüyorum. Başarılar dilerim.
GÜZELLEME: İnsan, tabiat, aşk, sevgi sevgilinin güzelliklerinden bahseden şiirlerdir. Koşma nazım şekliyle yazılır. Lirik şiirlerdir. En önemli şairi Karacaoğlan’dır. KOŞMA: Âşık edebiyatında en çok sevilen ve kullanılan nazım şeklidir. Dört dizeli bentlerden oluşur. Dörtlük sayısı 3-5 arasındadır. 11’li hece ölçüsüyle (6+5 ya da 4+4+3 duraklı olarak) yazılır/söylenir. 4+3 ve 4+4 kalıbıyla söylenmiş koşmalar da vardır. Şair son dörtlükte mahlâsını söyler. Uyak düzeni abab cccb dddb… şeklindedir. İlk dörtlüğün uyak düzeni xbxb ya da aaab şeklinde de olabilir. Koşmalar genellikle lirik konularda söylenir. Aşk, güzellik, tabiat, sevgi vb konular işlenir. Koşmalar konularına göre güzelleme, koçaklama, taşlama, ağıt gibi nazım türleri içerir. Karşılıklı konuşma (dedim-dedi) biçiminde olan koşmalar da vardır. Ziyadeli koşmalara ayaklı koşma denir: ab(b)ab(b) cccb(b) dddb(b) … Önemli koşma şairleri Köroğlu, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan, Gevherî, Erzurumlu Emrah, Âşık Ömer.
güzelleme bir halk şiiri türü olmasa bir şey demezdim. ama şiirin ismini görünce beklentimi yazdım. Cemal Süreyya tanınmış bir şair olabilir ama halk şiirine pek yakın olmadığını hepimiz biliriz. Şiirinin zaten bir adı varmış. Belki "Hamaktaki Güzel " diye bir şiir daha yoktur, ama "Güzelleme" adı altında binlerce şiir var. Neden çok bilinen bir ismi kullanasın ki? Bir ünlü kendini denize atsa sende mi atacaksın? Bırak onun yanlışı onda kalsın.Şiirinin güzelliğine söyleyecek sözüm yok, sadece başlık çok sıradan geldi, ve başka bir türü çağrıştırdı. Şiir senin bildiğini yapabilirsin. Başarılar...
güzelleme bir halk şiiri türü olmasa bir şey demezdim. ama şiirin ismini görünce beklentimi yazdım. Cemal Süreyya tanınmış bir şair olabilir ama halk şiirine pek yakın olmadığını hepimiz biliriz. Şiirinin zaten bir adı varmış. Belki "Hamaktaki Güzel " diye bir şiir daha yoktur, ama "Güzelleme" adı altında binlerce şiir var. Neden çok bilinen bir ismi kullanasın ki? Bir ünlü kendini denize atsa sende mi atacaksın? Bırak onun yanlışı onda kalsın.Şiirinin güzelliğine söyleyecek sözüm yok, sadece başlık çok sıradan geldi, ve başka bir türü çağrıştırdı. Şiir senin bildiğini yapabilirsin. Başarılar...
Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki Sabaha kadar koynumda yatmışsın Bak bende yalan yok vallahi billahi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
Can Ablam, Cemal Süreya'nın "Güzelleme" başlıklı şiirinden bir sekizlik sunuyorum. (Devamı var da site kurallarına uymak için tamamını almıyorum) Gördüğünüz gibi sizin tanımınıza bu şiir de uymuyor. Acaba Cemal Süreya'ya da demişler midir başlığı değiştir diye bilemiyorum. Saygılarımla Can Ablam.
güzelleme bir halk şiiri türü olmasa bir şey demezdim. ama şiirin ismini görünce beklentimi yazdım. Cemal Süreyya tanınmış bir şair olabilir ama halk şiirine pek yakın olmadığını hepimiz biliriz. Şiirinin zaten bir adı varmış. Belki "Hamaktaki Güzel " diye bir şiir daha yoktur, ama "Güzelleme" adı altında binlerce şiir var. Neden çok bilinen bir ismi kullanasın ki? Bir ünlü kendini denize atsa sende mi atacaksın? Bırak onun yanlışı onda kalsın.Şiirinin güzelliğine söyleyecek sözüm yok, sadece başlık çok sıradan geldi, ve başka bir türü çağrıştırdı. Şiir senin bildiğini yapabilirsin. Başarılar...
güzelleme bir halk şiiri türü olmasa bir şey demezdim. ama şiirin ismini görünce beklentimi yazdım. Cemal Süreyya tanınmış bir şair olabilir ama halk şiirine pek yakın olmadığını hepimiz biliriz. Şiirinin zaten bir adı varmış. Belki "Hamaktaki Güzel " diye bir şiir daha yoktur, ama "Güzelleme" adı altında binlerce şiir var. Neden çok bilinen bir ismi kullanasın ki? Bir ünlü kendini denize atsa sende mi atacaksın? Bırak onun yanlışı onda kalsın.Şiirinin güzelliğine söyleyecek sözüm yok, sadece başlık çok sıradan geldi, ve başka bir türü çağrıştırdı. Şiir senin bildiğini yapabilirsin. Başarılar...
Bak bunlar ellerin senin bunlar ayakların Bunlar o kadar güzel ki artık o kadar olur Bunlar da saçların işte akşamdan çözülü Bak bu sensin çocuğum enine boyuna Bu da yatak olduğuna göre altımızdaki Sabaha kadar koynumda yatmışsın Bak bende yalan yok vallahi billahi Sen o kadar güzelsin ki artık o kadar olur
Can Ablam, Cemal Süreya'nın "Güzelleme" başlıklı şiirinden bir sekizlik sunuyorum. (Devamı var da site kurallarına uymak için tamamını almıyorum) Gördüğünüz gibi sizin tanımınıza bu şiir de uymuyor. Acaba Cemal Süreya'ya da demişler midir başlığı değiştir diye bilemiyorum. Saygılarımla Can Ablam.
Kıskandım o hamağı, kollarımda yatsaydı, Omuzumda uyurken ay doğsa, gün batsaydı.
harika bir şiir okduum kaleminizden yürekten kutlarım bu güzel dizelerinin şairini her yönü ile emek verilmiş ve verilen emek duygular ili yoğrulmuş bir şiirdi kutlarım harikasınız benden tam puan bu güzelliğe
Görmenin de aslında ne kadar öenmli olduğunu anlatmış şair. Biz baksak bu denli güzel görür müydük, görsek bu denli anlatabilir miydik? Asla... Hani keşke bizde o güzeliikten nasibimizi alabilseydik diyesi geliyor insanın. kusursuz hatunun şiiri, kusursuz üstat. Sevgimle...
Hamağına uzanmış, sereserpe yatıyor, Kâlbime söz geçmiyor, deli gibi atıyor. HİÇ KALBE SÖZ GEÇERMİ..GEÇMEZ ELBET.. ANLAŞILAN ÇOK HEYECANLANMIŞSINIZ İZLERKEN...GÜZELDİ.. SEVGİLER...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.