ey aklım / bana ihanet etme Mefisto git / başka bir Faust bul kendine
arabesk kıyılarda şizofren şiirler yazan kız / umudu unut fikrin dalga boylarını kısaltmadan koru aşkını / sıkı tut Yeni ilahların peşinden koşan harfler / köhnemiş - eski an’ların enkazında yitti / kör tapınaklar gibi
ey aklım / bana ihanet etme topla kendini / şeytan mutluluğun peşinde
oysa bak / zaman nasıl da resmi tarihe inat / haşır neşir aşkla yepyeni bir mevsim / sevgilim aynı renkte turuncu baharla aklıma en delice tutkular gelir ve biz hepimiz / bire bir karşımızda dururken evrenin aldatıcı renkleri kazımalıydık yaldızla yazılan günah kelimeleri
yaralar iyileşirken aşkın merhemiyle sevap birikmekte / kendini yenileyen döngüde inanç / her renkten sevgide / en saf güzellikte sende ve bende
ey aklım / bana ihanet etme inan kendine -----------
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
akıl ve aşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
akıl ve aşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Güzel şiir, akl(ım)a bir kez daha aşık ettiniz beni, bu şirsel çağrışımlar nedeniyle ...
Resmi tarih temi konusunda size bir kaç ayrıntı dışında katılıyorum...
Devletin kurucusu ve onun yönetselliği zamanında, tutarsızlık anlamında bir; her devrimde üç aşağı beş yukarı olan şartlar( bu kasıtla düşünerek söylüyorum), olması gerekenlere yakın işliyordu...
Bozmak ve yanıltmak için tasarlanmış bir resmi tarih yoktu...
Bozmak ve çarpıtmak şeklindeki yaklaşımla dizgelenen "resmi tarih" emperyalizmle tekrar kontağın kurulduğu 11.11.1938'de başladı diyebiliyorum.
O tarihten sonra iktidara gelenler, sistem içerisinde kalma makyavelizmi ile dinsel takiyye sentezi ilkel bir çözümle, herkesin kendince gördüğü bir ilk kurucu/kurgucu - algı/olgulaştırması ve buna bağlı bir "resmi tarih" yaratmışlardır...
Türkiye'de "ikinci cumhuriyet" kurmak isteyenlere ise gülüyorum. (bilmem katılır mısınız?) O çoktan ve defalarca kurulmuş haldedir !
A.İlhan söylemiyle benzeştirirsek: İnönü, Bayar-Menderes, Demirel, Özal (dönemselliği) cumhuriyetleri ile çoklu bir cumhuriyet dönemi geçirilmiştir zaten. Birbirleriye son derece çelişik (zıt değil) dönemler olarak anlayın lütfen...
Bu (şimdiki iktidar) sonuncular ya da buçuklar ise, artık cumhuriyeti ve emperyalizme karşı verilen savaşı tepelemek ve ülkeyi kabileler konfederalizmine götürme görevlidirler. Herkese federalizm diye zahiri gösteriyorlar.
Kabileler konfederalizminin, sosyalizmin "halklar" kavramında devşirilme neo empreyal bir çözümlemenin dayatması olduğunu da bir (ara) önerme olarak yapıyorum.
Resmi tarih söyleminizi ikinci bir önerme ile ilerletmek isterim, izninizle:
Emperyal kapitalizmin "resmi tarihi"ne entegre olmuş zahiri tampon ulusal "resmi tarihler" ve bir de buna karşı (emperyalizme) herhangi bir şekilde savaş vermiş olarak kurulmuş ulusal demokratik devrimci "resmi tarihler "olarak bir yaklaşım denemek istiyorum !
Ya da şöyle diyelim; emperyalizmin resmi tarihine teşne olmuşluğun başlangıcı (sizce) nerededir ? Soruyu ülke nesnelinden, dünya topludurumuna bakarak sorduğumu varsaymanızı istiyorum.
Bir de espri ile son veriyorum yorum katkıma izninizle; dikkat edin Goethe batınidir. Somutlardan soyut arayadurmak , özdekçiliğe aykırı sonuçlar verebilir :)
Şimdilik bu kadar...
İşte şiir böyle yazılır, okuyanın kafasında kavramlar uçuş(tur)ur! Ne iyi etttiniz de, yazdınız diyorum şiirinizi...
Emeğinize sağlık, değerli "müget"
Esenlikle...
Göktürkmen tarafından 10/13/2009 10:54:12 AM zamanında düzenlenmiştir.
Ben şiir değil, şiirimsiler yazıyorum. Durağan serbest ya da aruz gibi güncellenmişlik anlamında olmaya/ işlenmemiş bir hece tercihi ile yeni aramak, sonuç olarak şimdilik ve sadece şiirimsi ortaya çıkarıyor.
Şunu söylemeliyim, ben şiirsel bir akıla yazılmış, metinler toplamında, manuzma oranla daha iyiyim sanki :)
Bilmukabil, değerli "müget", dünden bu yana yazdıklarınızı okuyorum. Tek kelime ile çok çağrışımsallık etkileyciliği olan bir yazım tarzınız var.
İnsanlar şiiri, salt duygu dizgelemi sanıyorlar, şiir; akıl duygu, sorgu dizgelemi aslında; yani sizin yönteme yakın bir yazım tarzını anlatmak istiyorum.
Yorum katkısı yapmak ve bundan böyle izlediklerimiz arasında olmanız bize onur verdi ve verecek.
ey aklım / bana ihanet etme Mefisto git / başka bir Faust bul kendine
arabesk kıyılarda şizofren şiirler yazan kız / umudu unut fikrin dalga boylarını kısaltmadan koru aşkını / sıkı tut Yeni ilahların peşinden koşan harfler / köhnemiş - eski an’ların enkazında yitti / kör tapınaklar gibi
ey aklım / bana ihanet etme topla kendini / şeytan mutluluğun peşinde
oysa bak / zaman nasıl da resmi tarihe inat / haşır neşir aşkla yepyeni bir mevsim / sevgilim aynı renkte turuncu baharla aklıma en delice tutkular gelir ve biz hepimiz / bire bir karşımızda dururken evrenin aldatıcı renkleri kazımalıydık yaldızla yazılan günah kelimeleri
yaralar iyileşirken aşkın merhemiyle sevap birikmekte / kendini yenileyen döngüde inanç / her renkten sevgide / en saf güzellikte sende ve bende
ey aklım / bana ihanet etme inan kendine -----------
.
meselci tarafından 10/26/2009 10:16:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Akıl ve aşk bir araya geldiğinde sanırım böyle dizeler çıkıyor ortaya... Akıl aşka düşman şeytan da mutluluğa... Güzel şiirdi yüreğinize sağlık... Bernaca Sevgilerimle...
merhaba gecenin aydınlığa vuran yüzü yüreğine sağlık kutlarım harika şiirini aslında biz aklımıza ihanet ediyoruz biliyor musunuz ne zaman sevme dese seviyoruz sonra ayrılığa kurban gidiyoruz en zaman orası bataklık gitme dese aklımız batmak için debeleniyoruz aklımız bize değil biz aklımına ihanet ediyoruz her anlamda yüreğimiz kandırdığımız gibi aklımızı da oyuncak yaptık yakında onuda kaybedeceğiz ihanetlerimizle akıl değil biz toplasak kendimiz her şey yoluna girecek savaşlar olmayacak kavgalar olmayacak ayrılıklar olmayacak ihanetlere uğramayacak kimsenin yolu ve cennet ayağımıza gelecek akılsız ve aşksız kalmamamız dileğiyle geceniz aydınlık olsun güzel bir şiirdi aklın emeği gibi ışıklarla kal
ben şiirdeki slaşlara anlam veremedim..onlarsız olmaz mı yani..kaldırın ve virgül koyun / bence daha uygun olacaktır....iki nokta üüst üste ve kapa parentezi....mona lisa..
hoyratca tarafından 9/28/2009 2:07:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
'ey aklım / bana ihanet etme inan kendine'ne güzel bir final bu.sevgili Müget sanki Shakespeare'den bir oyun okudum.'ey aklım / bana ihanet etme topla kendini / şeytan mutluluğun peşinde'Goethe bu şiiri okusa kıskanırdı herhalde.can-ı gönülden kutluyorum.iç konuşmalar ve direniş harika.kalemine ve yüreğine sağlık.
aklı, aşka hibe ederek başlanıyor
hayatla oynan oyun...
aşılık zor sanat, aşk işlenen en zor iş
akıl karı değil kesinlikle...
şiir için teşekkürler şair!
selam ve saygıyla