Yağmurun saçlarını okşayarak geçen rüzgârın parmak uçlarındaki hasret dokunuşları gibi mühürdür sinede Aşk…
Gidişlerin ardından dudak kıvrımlarında boğulan veda cümlelerinin kurulduğu andan tekrarlanacağı ana kadar düş, en büyük ezberidir yalnızlığın…
Sonsuz çayırların haki özgürlüğüdür anlık ömürlerine rağmen al yanaklarında umudu büyüten gelincik çiçekleri.
Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…
Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyazgüllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Dareyn şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Dareyn şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
şiire gecikmiş olsam da gene de bu güzel şiiri okumuş olmanın keyfini yaşıyorum...ve bir güzel dost yürekle tanıştığım için mutluyum...umarım daha nice şiirleri okuruz bu sayfada...
yazan yüreğini ve emeğini kutluyorum Sevgili Leyla...sevgiyle...
Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…
Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…
Leyla Usta
DİZELRİN ÇOK GÜZEL ELİNE GÖNLÜNE SAĞLIK İYİ GÜNLER
"Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…
Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…" ....
Yağmurun saçlarını okşayarak geçen rüzgârın parmak uçlarındaki hasret dokunuşları gibi mühürdür sinede Aşk…
Gidişlerin ardından dudak kıvrımlarında boğulan veda cümlelerinin kurulduğu andan tekrarlanacağı ana kadar düş, en büyük ezberidir yalnızlığın…
Sonsuz çayırların haki özgürlüğüdür anlık ömürlerine rağmen al yanaklarında umudu büyüten gelincik çiçekleri. Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…
Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana… Leyla Usta *Dareyn- İki Dünya-İki Yurt
ÖNCE insanların aşka dair bakışlarını, düşüncelerini, hislerini, duruşlarını görmek ve iyi okumak gerekir. Sonrası kolaydır… Her nedense aşk gelip beni bulduğunda sevgiyi, sevgi gelip beni bulduğunda da aşkı düşünürüm. Çoğu zaman sevgi ile aşkın iç içeliğindendir belki de bu düşüncem. Belki de aşkların sevgi ikliminde boy atmasındandır. Her ne ise, netice olarak sevgi bir şekilde his dünyamızda sürekli yer alır. Aşk ise, çoğu zaman aniden bir kıvılcımla kendini gösterir. Fakat o kıvılcım bazen titrek titrek yüreğimize iner. Bazen bir yıldırım gibi akar, bazen de yağmur gibidir nasıl ve ne halde yağacağı belli olmaz. Bu nedenlerden dolayı aşkın gelişi, duruşu ve gidişi farklılıklar gösterir. Ancak aşkın hallerini anlamak kolay değildir. Siz zahire göre hükmedersiniz fakat batini haller ne durumdadır bunu bilemezsiniz. Her insan aşkı yaşar, aşkın içinde yaşar. Lakin aşkı yaşayan insanlar eğer aşklarında sadakat varsa pek bir mesele yok demektir. Ama aşkın türlü hallerini gördüğünüzde aşkın insanda nasıl bir etki yaptığını biraz zor kavrarsınız. Aşk insanı alır bir yerlere götürür. O aşkı yaşayan ne haldedir siz bunu bilemezsiniz. Sizin görebileceğiniz şey aşkın insanı mecnun ettiğidir. İnsan aşkından mecnun olsa da netice olarak aşk bir problemler bütünüdür ve kolay kolay da anlaşılamaz ve dahi tanımlanamaz. Dolayısıyla şairler de aşkın bazı anlarını somut ve soyut nitelemelerle ifade ederler. Günümüzde aşkı soyutça ifade edişler aşk karmaşasını izhar etmekle birlikte aşkın derinliğinde kendilerini bulmalarından kaynaklandığını düşünmek mümkündür. Şimdi Leyla Usta hanım’ın gelelim dareyn şiirine, yani iki dünya saadeti aşkına. Bir başka ifadeyle saadet i dareyn… Şair soyut ve somut arası aşka dair hislerin terennüm ettirmiş. Bazı mısralarda aşka dair hisler manzum bir nesir görüntü vermiş. Şiirde nesir görüntüsünden uzaklaşmak gereklidir. Bunu kabul etmeliyiz. Şiirin birinci ve ikinci kıtalarında bu hissediliyor. Mana bakımından bakıldığında orijinal imajlar var.”Yağmurun saçları”, “hasret dokunuşları”,”güneşin al gözlerinde tutku” gibi. Yağmurun saçlarını rüzgârın okşaması, parmak uçlarında hasret dokunuşları aşkın kalıcı özelliğini ve özlemini sinede barındırmaktadır. Sinede aşk yaşamaktadır ancak aşka erememek özlemi yağan yağmurda sevgilinin saçları olur, dokunuşları olur. Dokunmak istersiniz. Belki de dokunursunuz ama o aşk yani sevgili yoktur. Aşkın romantizmi sizin düşüncelerinizi bir yerlere savuran rüzgârdır, yağan yağmurdur. Şiirin ikinci bölümü de savrulan ve yağan yağmur gibidir. Yağar ve savrulur yok olur gider. Siz o an ve daha sonrasında düşler içinde kalırsınız. Yalnızlık ve düşler, düşler ve yalnızlık… Üçüncü bölümde şair umutlarında dareyn vardır. Bütün ümitler yeşillikler vurgulanır. Hiç bir şey kalıcı olamayacağına göre yeşillikler de an gelecek solacaktır istediği kadar özgür olsun! Ama yine de aşkın umudu vardır gözyaşları içinde de kalsa gelincik çiçekleri gibidir o hisler… Ve yüreklerde bir umut gibi büyür büyür büyür! Bakışları anlayabilmek pek mümkün değildir bizler o bakışlarda hüzünlerimizi aşkla bütünleştirerek büyütürüz. Şair aşkı dareyn de o kadar rahat görür ki ölüm düşüncelerinden soyutlar: bakışlarımızdaki hüzün insana ferahlık vermektedir artık. “Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…” Bu bölümde şiir de sembolist düşünceler öne çıkar. Beyazgül kadar sembolist düşünceler… Ve cemal, gül cemal, güllerin cemaliyle o güzellikleri deli divane olarak yaşamak!... Sonsuz aşk, sonsuzluk ve şeyda. Fazla söze hacet yok. Şiir dareynle yani iki dünya saadetiyle son bulur. Aşkın ateşinde yanan sevgililer için güneş bir tutkudur. Aşkı tarifte tutkunun halleri… Kuzgun iki dünya arasında sembol kabul edilir... Yaşayalar için ölüm, ölü ruhlar içinse hayatı temsil eder. Birincisi değil ama ikincisi için yani saadeti dareynde aşkın hemhal olması! Şair Leyla Usta Hanım dareyn şiirinde sözün başında da belirttiğimiz gibi soyut ve somut mülahazalarını bir şiiriyat içinde yer yer sembolizme da kaçarak bizlere sunmaktadır. USTA’nın bu güzel şiiriyle aşka dair efsunlu olan kapıyı biraz arayabildiksek ne mutlu bize.
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…
.... bu hassas aşk şiirinize yorumum "sevda postacısı" ya da "aşk bir rüzgar" adlı şiirlerim !. şayet isterseniz (zahmet olmazsa) okurmusunuz lütfen ?...
...saygın kalemi sevgi ve saygıyla selamlarım, değerli şair.
ben kendi çapımda yatıracağım gönlün süzgecine şiiri
"Yağmurun saçlarını okşayarak geçen rüzgârın parmak uçlarındaki hasret dokunuşları gibi mühürdür sinede Aşk…"
rüzgâr ve yağmur arasındaki aşk çok gizemlidir, rüzgâr eser ve yol gösterir sevdiğine sonrasında hasret yağar maviliğin yüreğinden toprağa peki nedir bu? şairemin dediği üzere ; iki varlığın aynı koşullar altında kavuşamaması aynı gerçek uğruna savaşılsada çok şeyin eksik kalması peki "yağmurun saçlarına" ne demeli öyle güzel bir betimleme ki biz bile bazen sevdiğimizi duru olarak tanımlıyoruz
"rüzgârın parmak uçları" En güzel resimler saçların hava boşluğunda ahenkle dans etmesi sonucu çıkmaz mı ? rüzgâr ne Yağız delikanlıdır ve yağmurda ne güzel kız
tek sorun birbirlerinden farklı elementlere sahiptirler bizim tabirimiz ile farklı dünyanın insanları durumu böyle bir durumda aşk sinede kalsa iyi kendine küser
"Gidişlerin ardından dudak kıvrımlarında boğulan veda cümlelerinin kurulduğu andan tekrarlanacağı ana kadar düş, en büyük ezberidir yalnızlığın…"
sahne iki her gidiş bir bekleyişe gebedir asıl soru vedalarda yüreğin değil aklın istediği soruları neden sorarız neden gurur denen perde dile düşer iç sesi boğar bunun sonucu da o konuşmayı pilav gibi yalnızlık eşliğinde sil baştan oynamaktır sayısızca defalarca işte tam o anda devreye düşler girer bizim patron olduğumuz düşler yalnızlık rüyaların gergefinde takılır kalır gidenler hiç olmadığı kadar iyi hiç olmadığı kadar güzel kalır
"Sonsuz çayırların haki özgürlüğüdür anlık ömürlerine rağmen al yanaklarında umudu büyüten gelincik çiçekleri."
işte bu bölüm beni kan revan içinde bırakan bölüm, şairem beni bile susturabildi bu durakta gelincik çiçekleri kırmızı olur , kırmızı utangaçlığın rengidir ve yârin utanması yanakta biten masum bir busenin kor gibi tene düşmesinin yegane gerçeğidir ki o buse saniyeler içerisinde senelere hatta ömre eş değerdir özgürlüktür sevmek cennet gibi görürsün tüm kirlilikleri haki yeşilidir tüm manzaralar
"Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…"
En büyük acıyı bakışlar ve sahipleri gözler çeker yeniden gurur girer araya ki fark edilmesin acizliği yüreğin işte bu yüzden menzili uzaktır sevenin aradaki uzaklık dokunma isteğini doruğa çıkartır mesafe azaldıkça can alır duygular arzular ama şairem öyle kuvvetli ki haz almaktan caydıra bilmiş yüreğini söylediği gibi kendi içinde gizlediği dünyasında hislerini susturmuş
"Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…"
şairem kendi tutkusu olan beyaz gülün ömrüne benzetmiş aşkı karşılıksız beklentisiz ve işte karşımızda mükemmel bir kelime daha "şeyda" hem iremde akan nehrin sesi kadar huzurlu ve muazzam Hemde aşkından deli olmak anlamına gelen derin kelime adı gibi LEYLA VE MECnUn hikâyesinden fırlamış gibi kimse bitişini düşünerek aşık olmaz ki değerse şeyda olmamak elde değil
"Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…"
son perde güneş ve ay aşkın şahidi olan iki varlık onların rehberliğinde yaşanmayan aşk yaşanmayan ayrılık yoktur sonunda sevdiceğine sesleniyor şiir aşkın zincirlerinden kurtulsada yürek ötesinde sınırı olmayan olgulara salıyor yüreği üstelik yeryüzünde söylenecek en güzel cümle ile ölümde ve hayatta aşkın yuvası olacağım sana diyerek
kendi çapımda aklımdan geçen ve görmüşlüğümle yorumladım şiirini
yanlışım olmuşsa affola
sevgi ve saygı ile CAn rüzgârın hiç Eksilmesin ki zannetmiyorum
Gerçekten sevgili Leyla "düş,ezberidir yanlızlığın,,betimlemelerin çok güzel kullanıldığı,serbestin salt anlatımı ve kıvraklığı ile sayfanızda dolu dizgin yer alan bu ustaca yazılmış eserini ve seni kutluyorum..tebriklerimle...
Bakışların hasret saklı menziline sığınır hüzün dokunmanın ölüm kokan hazzından uzak manevi bir dünyaya açılır his kapıları…
Solacağını bile bile sonsuz bir aşk ile açan beyaz güllerin cemalindeki yaşamak kadar güzeldir Şeyda olmak…
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…
aşk'ın karşılığı dareyn olan bir sevgili... çok güzeldi.. saygılarımla..
Güneşin al gözlerinde tutku ve kuzguni çehreleri aydınlatan şavk ise aşk tek hecenin esaretinden kurtulup bitimsizliğin vuslatı olduğunda dareyn olacağım sana…