Diyar-ı Gurbet
Şu diyar-ı gurbete, bir defa düşmeye gör,
Çeker seni ibrete, yaramı deşmeye gör, Gelmeyen bir pişmansa, gelenin halini sor, Vatan dediğim toprak, bana nasıl kokar sor. Almanya’sı ne ise; Avustralya’sı da odur, Akşam hüzün basınca, yak bir türkü de otur, Memleketin ekmeği, buram buram tüter de, Vatan dediğim toprak, deva olur her derde. Ne anan var ne eşin, uzaktadır can bacın, Beklersin bitsin işin, başına konsun tacın, Çalışıp didinince, istersin paran olsun, Vatan dediğim toprak, her dâim duan olsun. Hasret kalırsın dosta, bir selâma muhtaçsın, Minareden okunan, bir ezana muhtaçsın, Mis kokulu bayrağa, yanıp ta eriyorsun, Vatan dediğim toprak, rüyama giriyorsun. Allah için üç kelâm, edebilmek uğruna, Yüzlerce kilometre, dağları aşıyorsun, Sonra gönül çoşupta, dostluk bağı uğruna, Sarılıp telefona, neleri yaşıyorsun... Özlem bitmiyor hiç de, hasret sönmüyor içte, Bak görürsün o zaman, hele gurbeti iç de, Her saniye büyüyor, yangını volkan gibi, Vatan dediğim toprak, yürekte yangın gibi, Ey dost anlamaz isen, hiç zorlama kendini, Bu mananın ifhamı, aşar senin bendini, Çıkarsan günün biri, vatanın sınırından, Bu sözlerim geçmeli, mutlaka hatırından. 10.08.04 / Frankfurt Metin Eser |
Bu mananın ifhamı, aşar senin bendini,
Çıkarsan günün biri, vatanın sınırından,
Bu sözlerim geçmeli, mutlaka hatırından.
Çok mnüstesna bir şiirdi tebrikler Gurbetçi kardeşim