BİR ŞARJÖR KURŞUN...
Böyle şiir mi olur
Ne mevsimi var ne çığlığı Eylül hazanında Bir şarjör boşaltmışlar şakağına Nerde o korkusuz şairler Sağ ile sol arası Bir avuç liberal tebessüm gibi Şimdinin mısraları Ne vahim varla yok arası. Bir tebessüm dudaklarımın kuruluğunda. Hayalimde. Eskiden öpülmüş bir çift dudağın tadı. O girifgar geçmiş ki. Hiç anlaşılamamış. Yalnış ama kimin umrunda. Bir de burdan zincir vur hayata. Daha var sona. Ne vahim. Mavi kızıla çalıyor Dilime lal düşüyor Söz tükendi Gırlağımda bir yığın sus kaldı. Ve yabancıyım bir o kadar kendime Artık hep yalnızım Sırası geldiğinde vurduraçağım boynumu celladıma. Koptuğunda başım bedenimden Kalkaçağım iki parça yerimden Kanım akmamış olacak daha zamana o vakit iki damla gözyaşı. Düşecek hayat kadar kısa olan gecede Suya Maviye çalarak titrek ve sıkılgan Ateş külümden toz korumdan duman doğuracak Dinginliğimden dem vuran anka Korkusundan uçmaz olacak Oysa masal.- sakıncalıdır kim bilir- gururundan değil,öfkesinden değil, korkusundan... ve benimde dilime gem vurulmuş olacak |
Gün geçdikce şairler kalayınamı kaçıyor
yoksa yazmayamı korkuyorlar
belki rehber seçimi yanlış veya hiçbir rehberlerimi yok.
aslında çok şey demek lazım bu şiire
ama yinede dilim bağlı dursun
sonra kendimi savunamıyorum
çenesi güçlü olan haklı olmayan haksız
çığırtkan biri değilim
duygu bırakmadılarki duygusal olsam
biraz hiciv yazmaya çalışıyorum ama abilerden ablalardan ikaz alıyorum.
herkesin uyarısına saygılıyım vesselam
.............çok güzeldi arkadaş.