Kristal Adamİnsanlar geldi zamansız... Bir gün gönlün kapısı çaldı deli gibi tokmak kıracak gibiydi kapıyı gelen inatçıydı, üşümüştü de üstelik sığınmaya muhtaçtı saçlarına yağmıştı bembeyaz kar taneleri içerisi sıcaktı,içerisi yaz kristaldi adamın teni, yüreği ayaz... Sıcak bir kan damladı içime... Sımsıkı sarmak istedim nedensiz yalan yok yürekte tuttu ellerim ılık,hayali ellerini genç ömrüm dayandı umarsızca yorgun ömrüne... Sevmeyi özlemiştik belli ki sevilmeyi bir de onda görmüştüm ben ilk kez ayakların yerden nasıl kesildiğini Alaaddin’in uçan halısına binmiştim oysa ve bilemezdim ansızın ineceğimi... Kristal adamla kristal bir aşk yaşandı kısacık ve korktu kırılmaktan, sinsice yerleşti aklına ayrılık... Adam karar verdi aniden bağlanmamalıydı bu küçüğün yüreğine yüreği... Ve bir gün usulca gitti sessiz bir vedayla geride enkaz geride uçuşan küller bırakarak bir de çabuk söner sandığı sinsi bir alev... Sönmedi! özlemin rüzgarı besledi o yangını büyüdü büyüdüm gözyaşı yağmur oldu her gün kendime yağdım nerdesin ey KRİSTAL ADAM? sen hayata erken gelmedin ki ben sana geç kaldım... Aşka geç kaldı küçüğün... gökperim... |
Sevdim bu Kristal Adamı ben, sembolü olduğu gidişi iyi temsil ediyor
Verdiği acılar geçmiyor günden güne yok ediyor
Ama Kristal Adam değil sevgi büyük bunu unutmayalım...
Kalemine sağlık...
Saygımla...