RAMAZAN İSTEMİYOR AÇ KALMANI
Senin rahmetin kuşatmıştır bütün ayı,
Semboliktir bize yazılan rakamlı sayı, Rabbim! Sen isteseydin bir ayı değil, Bin ayı bile tutardık, bu emri duyalı. Sancılı girdik, tomurcuklu bahçene, Ehli küfür bir olup saldırdı lehçene. İslam yurdunda oluk oluk kanlar akıyordu, Müslümanlarsa buna aval aval bakıyordu. Bir anne çocuğunun ölü cesedini arıyordu, Akan masum kanlarsa yürekleri dağlıyordu. Uyan be kardeşim! Dahası da var dahası, İnsanın yüreğini yakıyor ölümler vahası. Azerbaycan kan ağlıyor, Cezayir de öyle, İnan zulümle abat olunmaz, gitmez böyle. Zulme uğrayanlar sadece bu iki devlet mi? Bizi kurtaracak olan uyuyan bu millet mi? Müminin nefes aldığı dünyanın her yerinde, Doğusunda, batısında, güneyinde, kuzeyinde, Doğumun ile kazandığın insanî bütün hakkı, Zalimler sana bıraktırırlar ağladığın beşikte, Gerekirse seni öldürürler çıkar için kundakta, Zalim için haktır, hakkı yok etmek kundakta. Bütün mazlumları adi bir çarkta döndürürler, Sonra da kendi zehriyle insanlığı öldürürler. Kapalı kapılar arkasında gizli planlar yapılır, Zulme karşı geldin mi hemen icabına bakılır. Hak, hukuk, adâlet, kendilerine demokrasi, Müslümanlara kalır yasaklar beyannamesi. Mazlumlar dosyası mahkeme duvarlarında, Akılsız insanları barındırırlar davarlarında. Sevmek zorundasın, sevmesen de yasaları, Elinizden hızla çekip alınır hakikatin asaları. Ramazan istemiyor senden böyle aç kalmanı, Bilinçsiz, amaçsız ve şuursuzca oruç tutmanı, Nefsini ve bedenini boşu boşuna kandırmanı, Sonra da ruhunu yalan rüzgârına inandırmanı. Allah rızası kalbinin derinliklerine düşmeli, Sevgi tohumları bahçende senin yeşermeli, Meyvesi olgunlaştığında boy boy dizilmeli, Bu iklime teslim olup nefsini iyice bilmeli. İftarda sofraya dizilir çeşit çeşit sulu boyası, Yenmeden çöpe gider, günlük israf sofrası. Bir tarafında nefis putu, diğerinde kölelik, Hak, adalet, hukuk yerine konmuş hilelik. Dirilişe senden başlıyoruz nefsimizi ezerek, İslam’ı anlatacağız, bütün dünyayı gezerek. Yüce Rabbim! Önce senin rızan sonra dirayet, Mükâfatını yalnız senden umarak ver hidayet. Müşrik ve Münafık da aç kalırmış utanmadan, Makam, mevki, nefsi midir seni buna zorlayan? Aç kalmanla tok olman arasında ne fark var? Bir hayvan da aç kalıyor avını bulana kadar. Ey insanoğlu tanı kendini! Bu, sen değilsin! Fırıldak gibi dönen münafık yüklü beyinsin. Katlediyorsun önüne geçen her Müslümanı, Anladım düşündükçe anlaşılmaz hengâmeni. Çark ediyor akılsız beynin zalimler dünyasında, Soludukça batıyorsun şirkin pus dolu havasında. Uyan artık! Oynanan bu adi oyunlar karşısında, Hakkın kulpuna iyice sarıl medeniyet çarşısında. Yaşadıklarına Ramazan Ayı şahitlik edecektir, Hakiki oruç tutan hakkın yolundan gidecektir, Müslümanların mükâfatlarını tam alacaklarına, Adli ilâhide şüphesiz ki oruç şahitlik edecektir. 9 Mart/1992 Konya |