BİR ESKİ SİNCAN MASALI
Bu şehir; A. Karakoç, S. Ş. Sam, Ş. Sezer, İ.Kurt, H. Sağındık, M. Aycı, M. Şemsek, A. Küçük..
..Ve nice değerlerin yaşadığı şehir.. -Abdulkerim Budak’a Hemşehrim! kulak ver, dinle maziyi Mazinin sorduğu Sincan.. burası Heykeli Ulus’ta Mehmet Gazi’yi Hep fakir gördüğü Sincan.. burası Bol sazlıklı dereleri, çayları Tarla süren kısrakların tayları Mandaların yaz, kış, bahar ayları Çamurda durduğu Sincan.. burası Üç beş küçük dükkân gelirdi kâfi Çarşısı, marketi, yokken sarrafı Elli, yüz haneden dört bir tarafı Evlerin sardığı Sincan burası Ata’nın emriyle yurt açanların Bulgar’ın zulmüyle o göçenlerin Okula, camiye Andiçen’lerin Mülkünü verdiği Sincan.. burası Ne dolmuş, ne taksi yoktu göreni At üstündeydi tek sefa süreni Makasçı Mahmud’un Kara Treni Yükle doldurduğu Sincan.. burası Sivas, Isparta, Kars’tan gele gele Bina bina harç döküldü temele Çorum, Kelkitli’nin verip el ele Apartman kurduğu Sincan.. burası Fidayda hâlâ var halk arasında Hayrat yok ve su yok çeşme tasında Açık havalı dört sinemasında Filmin göz yorduğu Sincan.. burası Yardımlar giderdi yoksul, açlara Sürülük kalmadı koyun-koçlara Mecit’lerin seyrettiği maçlara Küfür savurduğu Sincan.. burası O günler kayboldu yokluk çağında Hem meyve, hem sebze, bahçe-bağında Avcıların, şu Belören Dağı’nda Bıldırcın vurduğu Sincan.. burası Şimdi.. sensiz şölenin var ey Lâle Bağbanın yok, bak düştüğün şu hâle; Demir heykeline, kuşların bile Sen sanıp vardığı Sincan.. burası Hemşehrim! gördüğün şu bina, şu yol Seni-beni saran ahtapottan kol İster taşralı ol, ister yerli ol Hayatın sürdüğü Sincan.. burası |
Bilirim sempteki şair canlanır
Anlattıkca bizler dair anlaşır
Bizlere hep taktir etmek kalır
Saygılarımla selamllıyorum
Şiirime yormun etkileyici
Samimiyetin ayrı bir incelik
Onuda sen bulu çözemedim