BU NAMUSSUZ GECEYİ...
Kanlıdır benim kalemim,
parmaklarımdan gençliğimin gözyaşları sızar. Şehir bir gecenin ortasındadır. Usuldan bir nefes sokulur koynuma. Ve bağır çağır bütün bir zaman şiir olur. Sonra ansızın bir sokağın daha başında. Vururlar beni de hayat solgun-vurup gülerler- ben elem çiçeklerimi toplamakla meşgulüm. Ateş kor,su buz ben ateşten bir buz dağı. Görünmeyenimde ne kifayetsizlikler saklı. Hala karanlık bekçiliyle nam salarım hayata. Benim ufkum. Dağlardan geçmez,dalgalardır yolumu bekleyen. Ve ben dört gözle ediyorum yakamozvari sabahları. Umutsuz rüzgarlar. Yeni yetme çığlıklar bırakıyor zamana. Bu günlerde ben geçmişi karalamakla. Mutlu oluyorum. Şimdilerin hükumetlerinin yaptığı gibi. Tiksinirim oldum olası kravat takmış domuzlardan. Yolum uzundur bileklerimde prangalar. Sürünürüm ve beklerim. Gelsin diye ölüm. Aksine bir şiirdir benim hayatım. Maviye yükselen kartal gözlerinde. Ve yalnızlığa mahkum şahin kanatlarında. Akşam üstü bir tiksinti havası. Gözlerimde insan ve zaman. Oysa ki ben vaktince yıldızlara öykünüp. Leyla’sı kadınlar beklerdim. Ve bitti... bütün meşguliyetlerimi bırakıyorum. Hala kravatlı domuzlardan tiksiniyorum. Parmaklarımdan hayatlar sızıyor. Ve kan damlıyor kalemden. Ölmek bekle beni. Ya gel sen sustur bu beni. Ya ben şakağından vurayım. Bu namussuz geceyi... |
Ya gel sen sustur bu beni.
Ya ben şakağından vurayım.
Bu namussuz geceyi...
ÇOK GÜZEL BİR ANLATIM İÇİNDE KENDİMİ BULUP KAYBOLUYORUM AYNI ŞEYLER AYNI DÜŞÜNCELER ŞİİRE AKTARIM TARZINIZ ÇOK GÜZEL ÇOK ETKİLENDİM TAM PUAN SELAMLAR ARKADAŞIM