Peygambere Mektup
Varlığı yaratmadan nûrunu yaktı Allah
Ol, dedi de kâinât oldu parladı o mâh Her peygamber taşıdı nûrunu bedende ak Âdem adını gördü affetti onu da Hakk Doğduğun kutsal gece dünyaya rahmet indi Harâb olmuş yürekte acılar senle dindi Abdülmuttalib dedi torununa Muhammed Diledi halk dilinde hayırla yâd etsin ced Medâyin’de Kisrâ’nın yıkıldı sütunları Bin yıllık ateşgede, yakmadı odunları Yedi kat arza doğru çekilen göldür Save Asırlardı çoraktı aktı, taştı Semâve Gelişinle cehâlet, küfür ateşi söndü Kâbe puttan arındı ilâhi eve döndü Bir gün olsun görmedi gül yüzünü Abdullah Doymadı Âmine hiç yanına aldı Allah Halîme’nin evine bereket indi gökten Şeymâ kardeşin oldu ayrılmadı melekten El-emîn sıfatının muhteşem âbidesi Ticâretiyle mîsâl haram görmez midesi Şeref ve asâletin yıldızıdır Hatice Tâhire ismini o, hak etti hece hece Hîra dağında gördü âlem nedir tefekkür Oku dedi Cebrâil Allâh’adır tek şükür Bir avuç Müslümanın kalbi sana meyletti Mekke’nin müşrikleri imân önünde setti Vahiy geldi Rahmân’dan ilâhî göç başladı Medine’ye yaklaşan adımlar yavaşladı Muhâcir demedi de kucakladı hep Ensâr Kardeşim deyip böldü elde ne vardıysa kâr Bedir’de destan yazdı rasûlün arslanları Toprak ile buluştu ilk şehîdin kanları Uhut savaşı ile sadâkat sınav verdi Asıl düşman nefistir dedi ashâb ürperdi Selmân-ı Fârisî’nin dehâsı oldu Hendek Fırtına ile kumlar kâfire oldu gömlek Elçiler yola düştü krallara dâvete Kalpleri mühürlenmiş varmadı selâmete Allâh’ın inâyeti oldu Mekke’nin fethi Kan dökmeden alındı bitmedi rasûl methi Vedâ hutbesi ile tamâm oldu İslâmlık Kalmadı yüreklerde ne pişkinlik ne hamlık Allâh’ın sevgilisi habîbine ulaştı Kırıldı hep hayâller gözyaşı seldi taştı Cennet’in en âlâsı mekânındır yâ Ahmed Fakir bir komşun say da etme sakın beni red |
kutlarım