Frezya Yaprağı
Dillere pelesenk bir bahar uğultusudur gözlerin.
Karşılık veremediğim. Mısralarca ölürsün dudaklarımda, Muhtemelen çaresizdir aşka susuzluğun. Sürgün yersin bir sevda masalına. Dünden kalma o şarkı mırıldanır kulaklarında, Çaresizliğin rehavetiyle mışıl mışıl uyursun, Frezyalar açarken gözkapaklarında. Bırak şimdi zamanı hoyratlığına. Faydası yok zamanın bize. Bırak dursun isterse. Pesimist bir sevdanın sessizliğidir duyduğun. Yor sevdayı hayale. Acele et. Bitiyor nöbeti,umutsuz bu sevdanın. Bakışlarımı hayra yor. Kıvranırken bulutlar gökyüzünde, Ve düşerken tepetaklak kuşlar, Ötüşümü aşka yor. Titrerse karanlık! Kapat gözlerini ve görme aydınlığımı. Işıklarını söndürdüm ben bu sevdanın. Çıkarı yok. Öldürdüm içimde, Senden başka ne varsa. Her gülüşün zemheriye saplanan bir ok. Cûşunda yalnızlığın. Bir sen varsın içimde. Başka yok. //Frezyalar doğardı gün batarken inceden, Uğur böceği uykuya dalardı bir lale derininde. Ateş böceği ise bir frezya yaprağına uzanır hayale dalardı. Gözkapakları şahitti birtek gündoğuşuna. Gün geceyi ele geçirirdi. Frezyalar sonradan uyanırdı. Mevsime geç kalmış ve sabah mahmuruydu.// |
p p p p