Bana Bir ''Sen'' Borçlusun
Adı ’’sen’’ olmayan bütün sözcüklerin anlamını ’’sen’’ koydum ben.
Bana bir sen borçlusun hüzün deryası hayallerinden. Zemherinden doğurmalısın güneşi, Boğazında kalmadan ’’gün’’ karanlığın! Öpmeliyim gözlerinin yeşilinden. Tan yerini kapmadan sensiz düşler. Yosun tutmalı gözyaşlarım teninde, Bir ben düşmeliyim gece yarısı düşlerinden... Öyle ya! Yıldızları yakalamaya senle başladım ben. Sen maviydin oysa, Ben beyazda yapmacık bir hüzün katresi. Sevda ise siyahta ak güvercin. Kısacası tüm renklerin koyu bakışlarında ya/saklıydı gözlerin. Eskimeyen bütün sözcükler sevdalındı. Sevda ise çamurdandı. Oysa ki; Tüm senlerin bedelini hasretle ödemiştim ben. Sen güz mevsimiydin, Ben yaz uçurtması kadar sakin. Sevda,tipiye yakalanmış bir köylü kadar çaresizdi sende. Kısacası Tüm mevsimler kırkikindiydi gözlerinde. Yağmayan sevdalar tükettim gökyüzünün bir köşesinde. Sen uyuyordun. Ve uyumalıydın. Çünkü; Gözkapaklarında açardı hergün leylak. Her yaprak düşüşünde aynı ses çınlardı yüreğimde. ’’Sevdanın gölgesinde beni yak ’’ Yak yağmurum! Dudaklarım kayıp . Konuşamam, Gözlerinde dururum. Alışamam. Şimdi zaman tam da sen, Tan da sen, Batan da sen... Şah damarımda sevda ile atan da sen... Ateşimde; Kül de sen. Gül de sen. Gül desen; Gülemem... |