SAYIKLAMALAR
Bir yabancı kente nasıl alışamıyorsa insan
Yaralı bir sevdaya da uzak düşer bakışlar Güneşin kararan yüzünde küçük bir ayrıntısın Ve yapraksız bir ağaçta kuru bir dal misali o an Sonsuz bir boşlukta gözlerin düşer uçurumdan Bil ki keskin bıçak üzerinde yaralı bir çığlıksın Bil ki düşleri zincire vurulmuş yitik bir gençliksin Sevdaymış, aşkmış, çamura bulanmış güzellikler Umut, gölgesinde gezinir kirletilmiş hayatın Kandır, baruttur, kurşuni göktür düşte sayıklamalar Ve yüreği tutsak bir kent gibi cesettir sevda Çıkmaz her sokaktır sevince yaslı gülüşmeler Ve sarılmak için içindeki çocuğa sımsıkı, umutla Bir parça güneş olmak için susamak öpüşmeye Kırmak zincirlerini hayatın, aşkla isyanla O zaman ahenge tutulur gök, allanır ağaç Türküler yakılır, yakılırda bin türkü ayaklanır Ve bir dost gibi kucaklanır kent, şahlanır dağ Ve kapıları açılır bir bir ayın şavkında umudun Firari geceler yıldızlanır baharlaşır saçları gelinlerin Sevince gebe, umuda gebe, yaşamaya gebe sokaklar Irmak taşırlar, çağıl çağıl akarlar her mevsime Ve gözleri aydınlıktır yaşamaya hakkı olanların 07.07.2001 |