Seni Sevmemekten Yorgunum
yüküm ağırdı
yerli yerince yüküm ayrılık dayanamıyordu dizlerim nicedir sorulmamıştı hesabım saatler gündü aydı yıldı uçmayı öğrenirken düşmüş sevdaların kanı yerlerde kaldı senin olmadığın kalabalıklardaydım ve hala seni ele vermemiştim adın dünüm sırdı bilmezden gelinen düşlerimin ele geçmez uzaklıkları vardı bütün beklentileri tüketilmişti içine kapanıklığımın tıkabasa yalnızlıktık birlikte iki kişiden birinin, fazla olduğu anlardı ne çok yalan bulaşmıştı, -sus- diye dudaklarına değen parmaklarıma bu yüzden saklıyordum kendimi günleri ipe dizen dost sofralarında ve bu yüzden, seni sevmemekten yorgundum en telaşlı yola çıkma zamanlarında çilingir sofralarında, acılardan arıtıp yenilgilerimi, alelacelerle bir kadeh rakı bir dilim kavun tadındaydım inkarlarımda gururum vardı halden anlamaz ve hala senin adındaydım sabahtı eksiktim... seni başkaları yaşıyordu yaprağı sonbahar şehrimde bense , hala alacaklısıydım sevdaların senden sonra senim olmamıştı bu yüzden bunca uzaklığa bunca unutulmuşluğa rağmen habire sen diyordum, ben bir bahane uydurup yarınlarıma seni özlemeye gidiyordum soğumayan yüreğimlen beyaz atından çoktan düşmüştü prens yıkılmıştı mavi pancurlu ev eski fırtınalarla çiçekleri renksizdi uzaklaşan boşverişlerin göğü gri mevsimi geç toprağı kuru içimizdeki resmin, yüzümüze vurmuştu solukluğu ama eski benimdi içimdeki başkası dünki benimdi salkım salkım sahicimdi bana-seni seviyorum- diyen son kişimdi sözcüklere gizlenen işte bu yüzden yine sen hala sen Ve derlerki yaşama tutunamazsın düşleri yitirirsen suadiye.2006 Demir Mutlugil |
Yine beyenerek okudum... yüreğinize sağlık saygılar...