BİZ...ESKİDEN ...biz yağmurları avuçlarında güneşi gözlerinde toplayan şen çocuklardık eskiden şimdi kavruk bozkırlarda bir damla suya hasret çiçekleriz biz kendi kör ebesini seçen özgür çocuklardık eskiden büyüdük kör oldu güzel gözlerimiz yakar top oynardık gözü kara çocuklardık eskiden o yakar toplar yaktı her birimizi kavak dallarına takılıp parçalandı kavak yellerinde gezen kağıt tayyarelerimiz oysa biz baktığımızı görmeyi de gördüğümüzü üç kelâmda yazmayı da vefâsızı bir kalemde silmeyi de biliriz bakmayın şimdi bu paslı ağır bu hoyrat sağır demir kapıların ardında sevdâdan uzak halimize varsın eller yalnızdır desin biz hürriyeti biz sadakati biz yârin de dostun da en hası kimdir biliriz unutmadık henüz dokunmayı parmaklarımız özler halâ dizimize yaslanan yorgun sevgilinin saçlarını elimizde halâ sımsıcak bir ekmek gibi nimet bildiğimiz o sevgili elleri bizden uzak olsa da okşamayı öpmeyi biliriz bakmayın şimdi böyle yorgun mağrur ve suskun yüreklerimiz biz unutmadık sevdâyı nâr-ı aşktan tutuşup kor olmayı köz olmayı esip rüzgârımızı küllerimizi diyar diyar savurmayı ezber etmişiz ve biz gönül ehli her birimiz sevdâ ile bir yâr-i vefâkâr "aşk daim olsun" demişiz de mührümüzü basmışız yüreklere başka kelâm etmeyiz… Ceyda Görk... |