VERDİM AZLİNİ CÜMLE SEVDALARIMIN...gün bu gün saat bu saat işte vurdum mührümü verdim azlini cümle sevdalarımın kafesten azad olan kuşlar gibi çıksınlar yürek zindanlarımdan bitti müebbetleri hasretin çürüttüğü bilekleri kurtulsun prangalarından uyur-uyanık gece-gündüz humma nöbetlerince yoklayan o firari düşlere paydos kırlangıç fırtınası kopsun avuçlarından voltasız ışıksız ıssız bitmez işkencelerde kıskaç uçlarından lime lime kopartılan acı yeşillerin ve hiç var olmamış olmayacak mevsimlerin arsız sarmaşıkları boy atmayacak kurutuyorum o kıran geçmiş kırağı ıslağı bahçeleri artık gönüllerince geçip ardlarına bakmadan yürüsünler aklın yollarından gerek kalmadı bal vermeyen yalan çiçeklerinin görüş günü olmayan katıksız esaretine yok artık bir yudum su gibi muhtaçlığım mısra mumlarının yandığı ürkü dehlizlerine zehirli ihanet hücrelerini boşaltsınlar kurtulsunlar utanmalardan vakti gelmişti de ne zamandır ben demedim gedikler açılmıştı unutmalara geçsinler şimdi o harabattan çıksınlar kendi griliklerinden ve atlayıp öte yana geçsinler aşkın duvarlarından bundan böyle bu aşılmaz kaçılmaz kayalıkların zirvesinde gizlenen çilehânede ne mahkûm ne gardiyan ne ses ne nefes olacak vazgeçiyorum yalnızca kendimi dağladığım kırbaçlardan... bomboş ve bir başına taş duvarlara kazınan isimlerin çizilen resimlerin yeminlerin tövbelerin zonklayan şakaklarından yasaklı cümle düşlerin ağırlığınca zamana terk edilecek bu kale ve yalnızca rüzgarla yarışan sessizliğin kıyamete dek eksilmeyecek çığlıkları savrulacak cümle burçlarından... CEYDA GÖRK |
yalnızca kendimi dağladığım kırbaçlardan...
en güzelini yaparsınız! acı veren herşey uzak olsun sizden!
sevgiler.