6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3010
Okunma
I
bazen cebimde sakladığım kelimeler düşüyor dilime
ağır, yürek burkan, öldüren...
hatırı sayılır yalnızlığımın defterinden okurken
sicim gözyaşlarıyla yazılıp yollara bırakılan
adresine varamamış
son an’ın mektuplarını
bir idam vaktinin hüznünün soluyorum o an
güneşin derin uçurumları karanlıkları yutarken avuçlarımda
ben ölüme çıkan yolların adresini gümdüm
idam mahkumların tabutlarına
II
kimi yollar ölüdür
varmaz hiçbir kapıya
kimi yollar monaliza’nın gözlerinde bahar
yaz, kış dört mevsim bir hayat
bazen açıverir avuçlarımda umut
erkek sesiyle bir ozan türkü yakar
laçık bağlayan bir ninenin elindeki muska
yaşamın bir açığını yakalar
kadim kitapların tozlu sayfalarında
günah çıkaran ruhlar, günahlarını unutur
III
bazen ay düşmeden gecenin omuzlarına
sabah nazlı bir sevgili gibi yüzüme gülümser
yokluğun gözlerine bakarken
soğan, ekmekle geçirdiğim zamanlar daha sıcak
hırsız fenerleri gibi ürkek gezinen
kaldırımların tozunu yutarak simit satan çocukların bağırışları
ateş olur, düşer yüreğime
ölüm kadar ağır, ölüm kadar zor
gecenin kollarında keskin bir yorgunluktur
yokluk…
IV
yalnızlığım efsane değil belki
yaşlı şiirlerin diline doladığı uzun seferberlik
çöl vahası
=======kadim yalnızlık
=============== tanrısal giz
güneşin omuzlarına saçlarını bırakan düştür yalnızlık
Şevket TEKİN
5.0
100% (2)