Adsız Zamansız Talihsizher gidişin bir asır varsın kırsın kollarımı bu kahır suların donduğu yerse ellerin güneşin doğduğu yer gözlerin her gidişin bir asır masal ol düş ol hayal ol ama gitme öyle kal bilmem belki sen hiç ağlamadın yada ben hiç gülmedim hep sol tarafım matem mutlulukta değil beklediğim zaten yalan ol düş ol yeterki gitme kal güneşli bir yaz yağmurlarının ardından kırlangıçlar çığlık çığlığa geceye bağlıyordu akşamı ve tam o ince çizgide akşam sonu gece başlangıcı arasında o dar zamanda o zor zamanda yine gördüm onu o yıllar yılı bulup bulup yitirdiğim beyaz kuşu yine uzakta çok çok uzakta gün batımının dağlara vuran dağın gölgesi güneşin son kızıllığında yine ufuktaydı beyaz kuş uçtu ve gitti kayboldu ufuklarda ve ben buralarda sensizliğin sessizliğin pençesinde zifiri karanlığın mahkum gecelerinde vurdukça vuruyor yalnızlığım gecenin vurgun saatinde her gidişin bin asır tedirginim yetmiyor gücüm acılara almaz beni umutlar kanatlarına eğilmek istesemde senin mahmur sabahlarına yine karanlıklar çizilir yollarıma her gidişin bir asır bak birazdan bahar yürüyecek ve yağmur fısıldayacak şimşeklerin ardından dillerin dönmediği yerde ansızın bir gece çiçek açmazmı erikler dillerin tutulduğu zaman nedir gözlerinin pınarından boşalan gitme gitme her gidişin bin asır o kuş o kuşum yine geldi yıllar sonra kondu dallarıma aramızda benim gövdem dokunamadım baktı çağlayanlar gibi baktı yağmurlar yağdı baktı gökgürledi baktı şimşek bakıştık o her şeyi anlatan tek bakışıyla yine dinmeyen yağmurlar ve sonra uçtu gitti köpük köpük beyaz bulut oldu karıştı mavilere gitti beyaz kuş dedim ona turuncu siyah mor sahi ne renkti benziyordu büyün renkleriyle gökkuşağına kendi beyaz uçuşu mavi bakışı ela gitti yetişemem ona yıldız gibi kaydı seher yeliydi sanki uçtu oysa yalnız dünyama ne de güzel konmuştu sesini bir ben duymuştum belki oda yalnızdı belki oda özlemişti belki o da hasretti o da kırgındı her gidişin bir asır böyle adsız böyle zamansız böyle talihsiz olmasaydı irklirmiydim gökgürültüsü sesinle şimşek bakışınla yağmur gibi sözlerinle saygıyla eğilirmiydim tepeden tırnağa insanlığına adsız zamansız talihsiz masada soğudu çay söndü sigara kalem boş kağıt tam ortada adsız zamansız talihsiz ] |