GİT ONA GİT
yüzün dağ kuytusunda uzak bir gül
hangi mevsimi saklıyorsun koynunda birdenbire karakışlar deli boranlar hangi gece nehirlerine sığar bunca yıldız git ona git bırak o bir zamanları kanasın dursun o geçmiş git ona git kullanılmadan tükenmiş ayışığı ben duvarları tırnak tırnak kemirirken yıllaryılı ben yorgun bir şilep gibi beklerken bu rıhtımları hep yarım hep yalnız hep eksik yorulmuşum farkında olmadan sevme beni git haykırmak istediğimde sana en güzel yalnızlığım yeter bana belki dün belki dünden de öte belki dahada önce tozlu çerçevede resmin kalsın öylece hangi renkten kaldı bu hüzün avuçlarımda nerden geldi bu dağ omuzlarıma benmiyim yıkıntılar içinde direnen bütün boyutlara off off herşey orda kaybettiğim çocukluk oyunlarında bak yine yağmur sokaklarda kamçı sesi gibi rüzgar sokaklarda ve ben yine ve ben hala ve ben her damlada akıyorsam yokluğuna git ona git sevme beni yaşamak belki mavi mavi gülmekti serin bulutlarda belki de gerinmekti nehirler gibi denizlerden okyanuslara oysa ben bütün yaşadıklarımı adını mutluluk koydum zehir gibi acılardan çiçek çiçek bal süzdüm hain korkulardan geçip değdirmeden kanatlarımı balçığa bir lokma bir hırka binbir yokluktan geçip bir bilsen nasıl düştüm senin yokluğuna git ona git sevme beni bırak çünkü yaşayanlar ağlar ancak |