Zaman Öyle Bir Geçti Ki...
Milenyum dediler...
Sustuk. Zaman öyle bir geçti ki Kimse/ler bir şey diyemedi Sustu/lar... Yirmi birinci yüzyıl ruhsuz bıraktı bizleri Şimdiki zamanı zor bela yakalayıp Gelecek zamana ışınlandık Birde baktık ki Post modern olmuşuz Potu yere, moderni üstümüze sermişiz. Maymundan geldiğimize inandırıldık Bunu bize inandıranların maymun kafeslerinden kaçtığını biliyorduk Bu sadece bize özgüydü Geriye dönüp hiç düşünemedik Cam buğularında kaldı saklı düşüncelerimiz. Pürüzlü yaşantıları gece diskolarda ıslattık PürüzsüzLEŞ kargaları dadandı damlarımıza Duvar yazıları ‘damsız girilmez’ dedi Papatyalar koparıp kolumuza kolyeledik ‘Buyurun girebilirsiniz’ dendi. Gece giydiğimiz gecelik pijama gündelik kıyafet oldu. Kunduraya corcig, fistana tuvalet dedik Bizim babet’lerimiz, capri’lerimiz, laptop’larımız yoktu Ama biliyorlardı; Kara lastikler giyer halay çekerdik Çamurlara vura vura... Zaman öyle bir geçti ki... Hokkabazlara el açıp oyunbaz olduk Mintanları çıkarıp üstsüz dolaştık Sonra transparan dediler... Hangi çağdaydık? Bir bilseydik Ama Anla(ya)madık ne olduğunu Ata’yı, vatanı, aşk’ı, örfü, yiğitliği, delikanlılığı, adeti... Birden bire unutuverdik.../ maziyi. Aşkı iki öpücük niyetine varsaydık. Şiiri, sanatı, edebiyatı kısacası insanlığı.../ görmezden geldik Şimdi sevdalar artık darmadağın Pamuk prensesler oldu "Baby born" Leyla’lar Mecnun’lar yok Takılıyor gözüme baldırı çıplak hatunlar Bakmak istemiyorum Alamıyorum gözümü Her yer çırılçıplak Ağaçsız orman gibi çöle benziyor... Çıplaklar kampına mı geldik? Nereye baksak hep aynı Et kokuyor ortalık Kara kediler dolaşıyor ortalıkta Bir parça et için satıyorlar gururlarını Kasapçı dükkanı açmışız, sakatatçı olmuşuz hepimiz Zaman öyle bir geçti ki... Yoldan geçenlere bakmaya yüzümüz olmadı Park köşelerindeki banklarda iskambil fallarına el açtık Diskalifiye olup loş filimler de figüranları rol biçtik kendimize Ve kendi kendimize dedik ki; Kime baksak hep aynı; Anadan üryan soyunmuş insanoğlu Ne önemi var ki, Herkes kalmış baki. Yiğitlik sefil bir adi. Sevda desek? O da ne ki Dediler... Ve zaman öyle bir geçti ki... Orta çağ Aristokrat’larını andırır olduk Aforoz ettik kendi kendimizi Vasal duygularımızı Senyör’lere himayeledik Yarınları bu günlere iteleyip, Geçmişlerimizi tarih sayfalarına iliştirdik Angarya işlerin peşinden nemlenip Disko-bar kapılarında zambaklar için Kaktüslerle sağdırdık kalbimizdeki sütü Yine sustuk... Zehir-i zıkkım ettik hayatımızı Zaman geçiyor... Dayanamıyorum artık, Midem bulanıyor Canım sıkılıyor Allah canımı alsın Görmezden gelemiyorum işte Bana ne diyemiyorum Elimde değil.. Ortalık yangın yeri Ortalık toz duman NeYzEn.. 05.05.2009 Bülent Kaya |