SULTÂN-İ ŞEYTÂN (Hiciv)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın (BİR DEDİM...)
İnsanlık! Pislik(!) mişim he mi, peki sen nesin? Daha dün zelilken olmuşsun veli! Güvendiğin kimdir, söyle kimlesin? Az dur! Elbet hesap sorar bu deli! ... İtin ağzı ile haram mı oldum? Çanağı tutup da neye gülersin! İftira, yalanla, doldukça doldum, Tükürme rüzgara, sonra yalarsın! ... Taklit edermişim yazdıklarını! Neyi taklit ettim göster bakalım. Sen nereden buldun düzdüklerini! Senin değil ise getir yakalım. Bilirim derdin ne, nedir görevin, Ahtapot kolların saldığın yeter. Yıkma ocakları yıkılır evin, İnan mazlumdan da olursun beter. ’Şefkat Ana’ gibi, koşup güzele(!) Eteği altına saklanmak niye? Güne değil, dön bak düne ezele, Adımı batırıp aklanmak niye? Korkupta susarım sanma zennube! Ucuz reklamlara karnım tok benim. Yalana dolana banma zennube! Basit insanlarla işim yok benim. Küfür felsefemi(!) başlatmasaydın, Çirkeflik ne imiş görmezdin böyle. Durduk yere canım haşlatmasaydın, Sözümü dizeye sürmezdim böyle. Soy-sop öne sürüp naranı atma, Bu âlem seni de beni de bilir. Din ile imanı her şeye katma, Unutma insanlık en başta gelir… 22.12.2007 Saadet ÜN (İKİ DEDİM...) Antoloji Çavuşları! Taht kurmuşlar hilelerden; Antoloji çavuşları! ... Vazgeçmezler kellelerden; Antoloji çavuşları! ... Aça ikram eder rosto, Maksadı delmektir postu, Çabuk bulur eşi dostu; Antoloji çavuşları! ... Kime gitsen ona koşar, Canım dostum diye coşar, İki yüzlü kalleş sansar; Antoloji çavuşları! ... Yemek için kul etini, Kusar kötü niyetini, Etrafa salar itini; Antoloji çavuşları! ... Korkutmaz gözünü ahret, On parmakta on marifet, Kimi azman kimi afet; Antoloji çavuşları! ... İçi kaynar fıkır fıkır, Beynine baksan tam takır, Altın değil tümden bakır, Antoloji çavuşları! ... N’etmeli bu söğüşleri? Baş yemektir sevişleri, Adil değil dövüşleri, Antoloji çavuşları! ... Sözümüz kime bilirler! İnsandan sonra gelirler, Kudurunca tez ölürler; Antoloji çavuşları! ... 21.04.2008 Saadet ÜN ( ANLAMADIN A, BEYGİR! ) ... Heybemde olmayanı nasıl vereyim sana? Yeter artık yalanma be hey Sultân-i Şeytân! Topla pılı pırtıyı çekil artık bir yana Av değilim sulanma be hey Sultân-i Şeytân! Bir kaldırsan peçeyi dökülse yüzün yere Yüzüne değen gözler lânet eder bin kere Yetmez mi bunca nutuk ve bunca dalavere Duru ol da bulanma be hey Sultân-i Şeytân! Taht kurduğun kalplere neden ekersin hile? Bulunmaz gizlim saklım ne etsen de nafile Almadan boy ölçünü, düşmeden dilden dile Üzerime çullanma be hey Sultân-i Şeytân! Hacı-hocaya çatma! Tek sende mi var ahlâk?! Böbürlenme kendinle boş yere etme lak lak Şimdi bir zılgıt çeksem olursun tepetaklak Şer ipiyle sallanma be hey Sultân-i Şeytân! Bir dedim iki dedim anlamadın a beygir! Vazgeçmezsen huyundan kaşırım arada bir Murat ağacı mıyım? Benden umduğun nedir? Ardım sıra dolanma be hey Sultân-i Şeytân! Saadet ÜN 12 Temmuz 2009 ... |
madem ki Allah'a uzak..kula yakın olacak demektir...
tam burada Allah tan uzaklaşan da şeytana yakınlaşır...
daha doğru bir söylemle şeytanlaşır...
selmatle...
başarılar...