(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
. şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Devekuşu fesefesine gerek yok Çınar dostum; kötü çirkin ne varsa temizlemek, çare bulmaya çalışmak olmalı insan felsefesi, yüreğindeki umutları köreltmeden..Zaten görmemek çözüm değil ki sevgili dostum; pisliklerin o iğrenç kokusunu, kötü sözlerin sesini, ne idiüğü belirsiz gıdaların tadında nasıl kaçacaksın..!? Umudu bayrak yapıp iyiyi güzeli doğruyu koymak gerek ortaya. Çözüm bu inanca gönülden bağlı olmakta, İnsan olmakta.. Sevgilerimle..
hadi diyelim gözlerimiz kör oldu( ki ben bunu her an yaşayabilirim) yaa duyularımız ya duygularımız ya insanlığımız onlarda yok olacak mı ki karanlığa gömülmemizle beraber...belki de bu körlükten mi bahsediyorsunuz. evet çirkinlikler görülmez o zaman insanlığı kaybettiğimiz de çünkü bir de bu çirkinlikler arasına karışmış oluruz...bence görelim görebildiğimiz kadar da belki bir nebze olsun azalta biliriz bu çirkinlikleri...yine yaptınız yapacağınızı bir iki satıra bir sürü düşündürüp yazdırıyorsunuz...şairlik bu olsa gerek...tebrikler...saygı ve sevgiyle kalın...
Bir gün sormuşlar Bektaşi erenlerinden birine:"Sevginin sadece sözünü edenlerle, onu yaşayanlar arasında ne fark vardır? "diye."Bakın göstereyim" demiş ermiş.
Önce sevgiyi dilden gönüle indirememiş olanları çağırarak onlara bir sofra hazırlamış.Hepsi oturmuşlar yerlerine. Derken tabaklar içinde sıcak çorbalar gelmiş ve arkasından da derviş kaşıkları denilen bir metre boyunda kaşıklar.
Ermiş "Bu kaşıkların ucundan tutup öyle yiyeceksiniz" diye bir de şart koymuş. "Peki" demişler ve içmeye teşebbüs etmişler. Fakat o da ne? Kaşıklar uzun geldiğinden bir türlü döküp saçmadan götüremiyorlar ağızlarına.En sonunda bakmışlar beceremiyorlar,öylece aç kalkmışlar sofradan. Bunun üzerine "Şimdi..." demiş ermiş.
"Sevgiyi gerçekten bilenleri çağıralım yemeğe."Yüzleri aydınlık, gözleri sevgi ile gülümseyen ışıklı insanlar gelmiş oturmuş sofraya bu defa."Buyrun" deyince her biri uzun boylu kaşığını çorbaya daldırıp, karşısındaki kardeşine uzatarak içmişler çorbalarını. Böylece her biri diğerini doyurmuş ve şükrederek kalkmışlar sofradan.
"İşte" demiş ermiş."Kim ki hayat sofrasında yalnız kendini görür ve doymayı düşünürse o aç kalacaktır.Ve kim kardeşini düşünür de doyurursa o da kardeşi tarafından doyurulacaktır şüphesiz.
Şunu da unutmayın:Hayat pazarında alan değil, veren kazançlıdır her zaman..."
Sevgili Çınar,gönül gözünüz , hep öyle açık kalsın ki,güzel gönül bahçenizin çiçeklerinin kokusu bize de ulaşsın...Sevgiyle... Aslı
hani kar da iyi oluyor ya kirligi nasil örtüyor.. o geldi aklima .. pisligi gecici olarak görmemek .. evttt iste tam bu noktada aciyorum gözümü ve daglarin sahikalarinda bagira bagira sarkilar söylüyorum ..
Keşke gözümüzü kapadığımızda, düşüncelerden de arınsak ;) Gözümüzü kapayınca onlar varken ne kadar zor olsa da güzel bir düşünce yine de.. Sevgim saygımla...
doğruyu koymak gerek ortaya. Çözüm bu inanca gönülden bağlı olmakta, İnsan olmakta.. Sevgilerimle..