0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1285
Okunma
Eskiden Siyah-Beyaz’dı Ekranlar.
Renk yoktuki, boyasın gözlerini.
Ne Dizi’ler Nabza Şerbet, nede Yalan Reklam’lar.
Görmüştüm,
Maden Ocaklarında
"Kömür" diye Çile çeken
Katırların Filmini;
Onlar,
karanlıkta körelmiş Gözleri
ve
cılız gövdeleriyle
Güneş’e çıkarıldılar.
Taze çimeni koklayıp,
temiz Hava’yı tatdılar.
Ölesiye obur;
yiyip-içip,
tepip-tepilip;
"Mutluluktan" çatladılar.
Kalanlar
tekrar
sürüldü Toprağa.
Ben bu Ölüm’ü iki kez gördüm;
İlki Televisyonda.
Öbürü;
Hati ve ben, bir hafta "Jandarma-Mükafat-İzin",
İstanbul’da.
Camii’ler, Minare’ler, Lüks Vitrinler. Dev Evler;
"- Abo!
Tövbe, Yüceliğine Kurban.
Kantarın Topuzunu kaydırmışsın buraya!."
Birde Kalabalık;
"- Bu Sürüde, ne Kurt, ne Köpek, ne Koyunu
ayırt edebilir,
Çoban Hati Çobanoğlu!"
Asra Bacı’nın Adağı;
Eyüp Sultan’a , birde Telli Baba’ya gittik.
Bir tutam Gelin Teli, bir Kutu Kesme Şeker.
"Beykoz’da,
Balıkçıda,
Bulaşıkçı,
Amc’oğlu Rüstem?"
Zor bulduk;
"- Kaçaktır, Kurban. Bir Kadın sevdi, Evli.
Kadını bulup vurmuşlar.
Gerisi dünden belli.
Her akşam Kumru’larım, Camii Avlusu Hasret Güvercinlerim;
Dolayarak Boyunları birbirine usul sesle konuşurlar, Kürtçe.
Kaparlar karşılıklı Gaga’lardan Sözü, paylaşarak Mutluluğu.
Anlattılar bana da,
Asra Bacı’yı
Hati’ye
nasıl aldıklarını;
Baba, Aşiret Ağası. Kızı Asra Bacı’yı "Kör diye" vermezmiş Kimseye.
Yaten, Görücü’ süde yokmuş ki zavallının!
Ana birgün, "sizlere Ömür". Vefat.
Baş Sağlığı; Hafız, Hoca, Cemaat.
Mevlüt bitmiş, herkes gitmiş, Hati gitmez!
Sallanır-da-sallanır.
Vermişler kat-kat Para, Gariban’a,
istemez.
Sızlar Kemikleri Rahmetlinin; Ne sövülür, ne kovulur, ne dövülür;
"- Tanrı Misafiri."
Gelir Ağa;
"- Hafız Oğlum, neyin var?"
"- Kara Sevda, Ağam."
"- Ölü Evinde Kara Sevda olmaz, Oğul!
Hele Kırkı geçsin, Yas’ım bitsin,
kimse bu Fıkara,
alırım sana."
"- Söz mü Ağam?"
"- Söz!"
"- Allah’ın emri, Peygamber’in Kavli ile..."
"- Eee?"
"- Asra Kızı’na Talibim Ağam."
"- Olmaz!"
"- Söz verdin! Sor. İstemezse, çeker- giderim."
Sormuşlar, Cevap belli;
"Kör Göz’ünde Kalbi var!"
Sonunda geldi Veda.
Sanada İstanbul
"Elveda!"
Hati Üzgün;
"- Kör olmak Mutlulukmuş meğer,
görmektense Gerçeği"
Dedi.
Başka
Birşey
demedi.