Kırık Kanatlı Engizisyon..İşte karanlığın saygı duyduğu aydınlık Bir yüzüm metris bir yüzüm kalem Gemiler geçiyor ovalarımı yararak Belleğimde kızıl mavi tüm oyuncaklar. Huzurundayım kırık kanatlı engizisyonun Bir çalı kuşu sesiyle nağmeli sesim Dağı yüklüyor naciz bedenime Karıncıların son düğünü ağustos/ve terleyişim.. Gazetelerim bu gün beni manşetliyor Gülyabani kimin kitabında doktor Söyleyin ıstırabımı geçen rüzgâra Ilık bir su /gözyaşların biriktiği altın tas. Kapatıyorum hanın işlek kapısını Tayların kurnazlığı bir yığın kâbus Kar üstünde doru atların terli nefesi Yelelerinde turkuaz serüven ve temmuz.. İşte yine huzurumda ay ve parlayan cilve Oysa şubat henüz terk etmişti bedenimi Gelin ey kadim seneler konun yüreğime Bir akbaba olun yiyin bitirin beni.. 2008/İstanbul |