Zamanı Taşıyan Sessiz Dere..Tutuşan Sözler..
Sessiz bir bestedir yüreğimde saat
Duygularım çileli nota. Hicran düğümlenir içimde Uğuldar can içre kulaklarım! Sıcakkanlı çocuktur sinemde güneş Öpünce yüce dağların dudaklarını Yanar üstümde gri bulutlar Billur şelale olur, akar gözlerimden... Zamanı taşıyan sessiz dere, neden öfkelisin; Oysaki aksesuarım üzerimde, yeşilin saydam derinliği; gidilen Kutlu bir "düğün gecesi" değil mi? Gökyüzü kime âşık, cilvesini kim kaptı arzın, Nerede denizlerin çılgın mavisi, dalgalar niçin durgun Kimin yüzünde açtı mehtap, o şen gülüşlü yıldızlar, Kim tutacak, parlak yüzlü sabahı kollarından? Toplanın şarkılar, dinlenin!. İçimde garip bilmece kıyamet! Hangi kapısı açıldı gizemin, Rüyalar kime emanet! Kim bıraktı selâmı bu tanış selvi dibine? Hayâl değil, yemyeşil bir bahçeyse erişilen. Ne keder, ne acı, biterken masiva adına çile Zafer süslü kılıcı, kimler koydu yerine... Köşede küçük mermer havuzda, Her sabah yeniden açan gül/begonya; Artık, siz mi bekleyeceksiniz beni, Itır kokulu bakışlarınızla/soğukta! Yeminler düştü, lâl dudaklar arasından, Artık kapıda durgun bir su, zaman. Tebessüm eden ömrün önünde sis ve duman Dudaklarında himmet nur yüzlü bir ihtiyarın... Kim yaktı bu meşaleyi, Kimin evrene sığmayan bu defter, Nereden geldi, bu nûr bakışlı nöbetçiler ? İçimde seher gibi açarken aydınlık Fecr’de tutuşuyor son sözler! 16/12/08 |