Bırak Yakamı Hüzün
Bu şiir bir sitem şiiri değildir. İhanet çemberinin çeperinde, çekiçle örs arasında dövüle dövüle param parça olmuş bir ruhun feryadıdır.
Gözlerin, içime doğan güneşti senin. Ellerin akasyalar kadar narin, Tebessümün beyaz zambaklar ülkesiydi. İçimde kıpır kıpırdı çiçeğe durmuştu dallar, Şimdi hep som ayazdalar. Gönlüm kan ağlar. Ellerimde, dudaklarımda çatlaklar. Yüreğimde ihanetin kor ateşi yanar ha yanar. Gel gör şimdi ne hâlde eserin. Sözlerin, zehirli ok misali yüreğime saplanır. Bu meydanda ihanet , Çok acı hesaplanır. Kimse bilmez bu gönül ne mihnete katlanır. Hicret yurdu ateş yeri, Gönül biryana yaslanır. Nefes ateş, ciğer kebap. Köz sinede pusatlanır. Ne söz yeter ne de mısra. Matem içte kanatlanır. Bakışların artık sıcak değil, Ayaz gölgesindee titrer serinden serin. Sinem, ihanet çekicinin altında örs inleyen. Yok iniltimi duyan dinleyen. Ne gecem gece ne gündüzüm gün. Şeytan çalmak da ruhumda düğün. İhanet sevdamıza sürgün. Oysa, ben seni ece bilirdim. Vurmasaydın ihanet okuyla sinemden. Ayak sesini duyunca dirilirdim. Artık dem vefasızlık demi, Mevsim ihanet mevsimi. İstemiyorum özleme gözlerimi. İçimde yangınlar çıktı. Ne Ankara anladı ıstırabımı, Ne sen sardın yara mı. Şimdi git yolun açık olsun. Sana sadece diyorum ki bırak yakamı. Ne haysiyetimi koydun ne fiyakamı. Ankara,26.06.2009 İ.K |
be dostum hayranlıkla okudum şiirini
şu an daldığım hüznün içinde
parmparça bir halde
kutlarım