yine de söylemek istiyorum;
Aslında ne biliyor musun?
Ne ayrılığın kendini bilmez sürgün hali, Ne İstanbul’un unutulmayan hüzün çehresi, Ne de senin bende bıraktığın yürek harareti, Hepi topu zamanla gelen alışkanlığın Bir ömür üstünde oynadığı siyah, Biraz hicaz, biraz da yalnız insan olma hali. Şimdi düşünüyorum neydi; Beni ülkemden, sevdiklerimden Ve kendimden uzaklaştıran şeyin Benim üzerimde yaratmış olduğu etkinin kudreti? Sanırım bu, ben aşka âşık olduğumdan beri Masalsı bir kurgunun gerçek olmasa da Gerçeğe biraz yakın resmi. Oysa resme olan kabiliyetim hep sınırlıydı benim, Kimi zaman güzeldi yaptıklarım, Kimi zaman çirkin bir adam vardı Kalemimden kâğıda dökülen, Kimi zaman ise kocaman bir boşluk Yüreğimin tam orta yerinde büyüyen. Ama hep umudum vardı sevmekten yana… Şimdi merak ediyorsun değil mi? Nedir bu yazının anlam ve ehemmiyeti… Neden yazıyor bu adam böyle, nedir niyeti? Yok, inan bir amacı yok. Zaten çok fazla da çabalamıyorum yazmak için, Sen gelince aklıma, Kelimeler de düşüyor zaten kendiliğinden, Kâğıdın beyaz olmaktan bir türlü usanmayan düz, pürüzsüz yüzüne. Çoğu şey yazıldı, çizildi zaten, Oynamak gereksiz bir anlamda bu kadar sözcüklerle Ama sen de tahmin edersin ki güzel, Çok güzel bu şekilde sevgiliyi düşünme hali. Özellikle de konu oluyorsa ‘ay’ a, Yıldıza ve her türlü tabiat olayına, Hecelenmiş, her harfinden türetilmiş Yine de her seferinde aynı yerde Ve aynı zaman diliminde birleşebilmiş, kenetlenmi ‘ş(s)e’ … Görüyorsun ya Ay tamam da işte, Sen ‘ş’ oluyorsun ben de ‘e’ Aradaki ‘s’ ye sen olmazlık de, bense gülüşün… Gelmekle gelmemek üzerinde ısrar ediyor hala resimlerinde Tebessüm eden küçük kız hali... Ben seni bildiğimden beri sen hep küçüktün biraz, Güldükçe büyüdün, Ben senin bu halini gördükçe büyüttüm, Yaz ortasında içimde kocaman bir çığa dönüştün, Ben dönerim belki Hiç tahmin etmediğin bir mutluluk hevesiyle, Umut etmekten çoktan vazgeçtim ama Sen yine de hep ol olduğun yerde… Giriş ve gelişme bölümleri vardır ya Her yazının içinde, Az biraz da insanın anlının çizgilerinde. Bir de sonuç, yani son sözler, Aslında son olmaktan bıkmış Ama her defasında daha anlamlı olmak zorunda kalmış, Ya da bırakılmış, cümle çaresizlikleri. Bu son olur mu bilmem sana yazdığım Ama şunu bilmeni isterim ki, Ben sena âşık olduğumdan beri, aşka âşıklığım geçti, Ben sana öle bir âşık oldum ki, Yer, gök şahit olmaktan korktu, vazgeçti. Sormuştun ya hani ‘hala bu kadar kuvvetli mi hissettiklerin’ diye Benim bu yazıya başlarken Sorduğum sorunun cevabı alında bir nevi. Şimdi biliyorum neydi; Beni ülkemden, sevdiklerimden Ve kendimden uzaklaştıran şeyin Benim üzerimde yaratmış olduğu etkinin kudreti… Bilirsin çok iyi anlatamam hissettiklerimi Ama yine de söylemek istiyorum; ...seni seviyorum |
sevgiler.