ANLARSIN
Can bağında ayrı düşmüş bu gülün
Hicran vurup solduğunda anlarsın Yas tutarak sazındaki tek telin Ağıt sesi çaldığında anlarsın Kulak verip duymadığın o sesi Sana adak verdiği son nefesi Yüreğini örten göğüs kafesi İnce sızı saldığında anlarsın Bir yakımlık kibrit gibi önüne Bedel görüp çaktığın da canına Lav ateşler püskürürken tenine Küllerinde kaldığında anlarsın Yüreğine içirmişti ant yemin Vuslatından olamadan hiç emin Ne çok idi bilirmiydin önemin Maziye bir daldığında anlarsın Sessizlikte yıktığın o mabedi Gönlündeki en değerli yer idi Ecel gelip onu senden ebedi Koparıp da aldığında anlarsın Seyre dalıp zirvesinde mor dağın Belki birgün unuturum sandığın Cellatlara kurban diye sunduğun Yakuti’yi öldüğünde anlarsın Hacer ALİOĞLU |
Selam ve saygılarımla...