Sancısal Tirat
Boşluktamı kalmıştı parantez içi düşüncelerim?
Yer çekimine inat çaresizliği yaşarken, Yapay kasırgaların izleriydi sensizliği dağıtıp geçen O bizim dogurdugumuz bizsizlikten doğan bir hegemonya Geçen zaman bir ızdırap harbi soguk bir tragedya Her gecen an bosluklardan boşluk begeniyorum şimdi Kendimi dinliyorum engel olamadığım o Aşk, O kutsal kavram, o ucuz öğreti, o karmaşık felsefe İşte O herneyse hadi diyor; Zaman tükeniyor. Durma kartlarını açık oyna riskse risk Hiç bir tehlike bu kadar güzel olamaz ve bu kadar muazzam Durma, tutkuysa tutku bedelini öde en kırmızısıyla Ama durma sevişmelerin gölgesinde kalsın o acı coğrafya Ve görme, ve duyma, ve devam et, ve konusma, Ve umursama, ve devre dışı bırak, ve sev, ve yaşa, ve öl, ve... Ve sustururken birini diğer benliğim yükselişe geçiyor Çıglıklarında sağır oluyorum benden başkası duymuyor Hıçkırıklarımın katsayısı artarken katlanarak, Suni kahkahalarım kendi içimde bölünüyor Hadi söyle sevişmeye gücün varmı bunca çirkefliğin, Bunca yapaylıgın , yalancılığın, temeli çürük düzenin ortasında Eğer ruhsuz bedenler varsa karşında O zaman kaç kurtar kendini sonlara dayanıklı değilsen Ve alışmamışsa hala yüreğin kült acıya Kaç şehveti bulaştırma dudaklarına Masumiyetin zincirini kırıpta kendini bilmem kaç bin kez parçalama Ve düşersen tutkunun seni çeken o tatlı o acı tuzağına Ortada yoksa bir ruhta ve olmuşsan ruhsuz bedenlerın kurbanı Duyuyormusun yüregin parçalanacak duyuyormusun? İşte O sesi duy, O kırılma anında çıkan sesi Bin parçaya bölündüğün tuzla buz oldugun irkiltici sesi Daha da devam ediyorum kendimi kanatmaya Bileklerimden geceye akıyor can, gece hiç bitmiyor Akabinde sahte mutluluklarımı yapıştırıp dudaklarıma Seni öpmek istiyorum en vedai havayla Anlıyorumki sahte yaşamımın en salt halini yaşıyorum şu anlarda Cümlelerimi kısaltıp gözlerimle konusmaya başlıyorum Onlar gizlemiyorlar acıyı, zehiri akıtırken dışarı Evet olmamalı, vazgeçişler bu kadar zor olmamalı, Nefeslerim yokluğunda bu kadar uzamamalı, Ve ben kalmamalıyım bu kadar ortasında gel gitlerin.. Gitmeliyim Neresi olacagınında bir anlamı kalmamalı, Önce gitmeliyim, sana gitmeliyim, sonra kendimden gitmeliyim Hücrelerime işleyen geçmiş, hesabını soruyor geleceğin Bedelini ödemek zorken yaşanmışlıkların Ya yaşanmayan, yaşanamayanların bedelini ödeyecek diyetim nerde Ve hiç bir maddenin gücü yetmeyecek zamanı ters düz etmeye Sanrılardan sanrı beğeniyorum şimdi, Kimliklerimden birinin son isteğini sorarken Yeni bir kimlik doğurmaya hazırlanıyorum Biliyorum, biliyorum ki konuşmasamda duyacaksın sen Gözbebeklerimin ardındaki saklı çığlıkları Yalanlar söyledim hem sana hem kendime hem onlara Bu bir efsundu bitmesini hiç istemediğim Maskeli süslü dizelerimdeydi kapalı serzenişlerim Geçmişten gelecekler beğeniyorum şimdi Ve hiç bir acı sıfırlamıyor kendini Tarifi mümkün olmayan sancılar yaşıyorum tarihi belli olmayan Değişmeyecekse bu ne idüğü belirsizlikler Kül olup savrulmalı, yok olmalı bu ben ve eser kalmamalı geriden Kalmamalı gereksizlikler bütünü, egolar, hırslar, ihtiraslar, vs...ler Hayatımın firkatında son can çekişler olacak bu saniyeler Kendi ellerimle boğup cesedimi gömecegim kalbine Sabahında kadehimi kaldıracağım havaya Şerefe ruhum tekrar doğmaman adına... Esra Tekinn |
Saygılar.