Bir Varmış İki YokmuşSen ay dost Dağları aldıkça diline Şiirine Tadına tad kattıkça enfüsi güzelliklerin Nehirler göller dolusu gizemlerle Musa’nın Tur’u, Muhammed’in Hıra’sı gelir yadıma Hızırla buluşmalara yenik düşerim Altı ay bir güz gider Dere tepe düz gider Kızarmış azığımın Dirilmesini beklerim Mecmual bahreyn’e kilitlenir de Topyekün arzularım Kırk bir gün Kırk bir geceye ekleyip Geçmişin / geleceğin vebalini Ahirime umut genleri ekerim Tur’un Hıra’nın kutsi değerlerini Biteviye Ardı arkası kesilmeyen ilhamlarla Şu naçiz sıska bedenime yüklerim Bir yanım Musa Bir yanım Hızır Kendi kendimi tembihlerim Bir, de İki deme derim Ayrılığı isteme ey cahil nefsim Dayanamazsın hasrete Yeminler ederim dört kitap üstüne Sorgularla tazelerim inançlarımı Keşiflerimin irfanımın ışığında Makam-ı Mahmut Zühre’ye çivilerim hizmet tahtımı Yıldızlardan çelenkler örerim kamer büstüne Bütün dağları sırtımda bilirim Mağaraları içimde Bir atomun çekirdeğine gizlenirim Ahir zamanın şu bilindik şerlerinden Gündüzlerin rahmetini gözlerimle yer Gecelerin zulmetini rüyalarda içerim Her çilenin bitiminde yeniden Safi nur münezzeh ruh’um Bütünlenir abid nefsimle Birlenir iki deniz Düzenli zikrine müptela olur dilim Yar yar yar yar yar yar yar Meğer ayrılık kör gözeymiş Bir varmış iki yokmuş derim Alanya /01-06-08 |