GELMEYENİMSonbaharın dalgın solgun yüzü Geceden yosun tuttu şakaklarımdaki sızı Mecburi yaşam bendeki bu yazgı Daha doğmadım kül olmuş yangınlara Nazarımda değilsin ey sevgili Nicedir bahtiyar bu ben mührün yok Yüzümdeki çizgiler anmıyor Hatrı sayılır eskiyi El değmemiş sınır olmayan yalnızlığımda Sen bir piyon yere göğe savurup Kalleşçe fırlattığım Ve suların dövdüğü kaya dibinde Sümüklü böceğin bilirim can havlini Bilirim kaçak bakışların acı pusulasını Doğmayacak güneşin Çıkmak için dağların ardından Nasıl kendisiyle cebelleştiğini Örs vurdum kan ılık ılık aktı Yuvasına çekildi mahşer Sarkaçlanmış züppe hoyrat eller Mahsur kalmış bakışlarda yitiler İkrar verdiğimde yüreğime, anlamsızca baktı yüzüme. O da anlamadı benim bendeki halimi. Var mı tekrarı sevginin? Her sevgi aynı mı? Tarifi var mı bu hastalığın ya da çaresi ilacı? Pek tekin bir illet olmasa gerek, az – çok biliyorum bunu da bilmediğim, ya da cevabını bulamadığım müptelası olduğu- muz, notasını asla yazamadığımız bu bestenin sözlerini yazmak neden tek tarafa düşüyor? Neden sonu vefasızlık, yalnızlık söylüyor? Anladım yok tekrarı, hiçbir aşk diğerinin tekrarı olmuyor, olamıyor? Ne acıdır ki bekliyorsun. Kaybettiğin uğrunda uçurumlara gidip geldiğin, paçavra olup bir kenara atılsanda. Gelmiyor. Gelmiyor işte. Elindeki kum saatini tekrar ters çevirsen de, her tan vakti gü- neşin doğuşunu “bu onsuz son izleyişim” desende gelmiyor. bekleme. Ah bir gelse. Cebimde nem kokan yırtık kağıtta yazdığım son bestemi, acemi şair edasıyla yazdığım son dörtlüğümü yine sana okusaydım. Yok gelmiyorsun işte İçimdeki özlemin sarnıçlaştı, sarmaşıklarım çicek verdi. Gelmiyor. |
güneşin mavileştiği nehir boylarınca söylenir
sevinç şarkılarımız
gelmezler
çünki gelemezler:)
şiir güzeldi tebrikler