MOLAParamparça senin üzerine Yıkılmışım Ben yıkık viran Ben aylak savurgan Ben yorgun biçare Yıkılmışlığım Yalnızlığım Hep senin üzerine Dondurmuştum her şeyi Dokundukça kanayan Sarsılan Feryat figan Acılar yoktu artık Ben mola vermiştim sana Mum ışığı gibisin bende Üflesem Tüm korkaklığınla Tüm ezilmiş ve rezilliğinle Savrulup gideceksin Oysa ki ben Mola vermiştim sana Oysa ki ben hiç mola vermeden Hep yürümek koşmak sana Ellerimle yüreğine kelepçe atıp Hiç açmamak Sevgili seninle hayatı yarılamak Ve seninle sonlandırmak Ki ben mola verdim sana Havada yol bulup kanatlarındaki yaşam dürtüsünün kucak kucak uçuştuğu ben(li) yüreciğim. Neden ben? Niye çağırır özlemin gülümseyen gözleri? Kurtulasım da yok hani. Gömdüm seni kök vermeyecek yarınların karanlık ardına. Zifirin kucağında taze açtı yemiş dalım senden yana Kaldımı ki, mutluluklar ötelerde, üşünür mü yaz gecesi? Buza kesmiş ayak parmaklarım, hissetmiyor bendeki seni Sokaklarım labirent. Geçitlerim geçit vermiyor. Şiirlerim küskün zümrüdü-ankamın uçası gelmez. Anlayacağın sevgili; şimdi Mola verdim ben sana Uzun karlı kış gecelerinde kilometrelerce otobüs yolculuklarına terminalim kapalı. kaza korkusu da yok, kar alabildiğine yağsın, yollar buza kessin ne fark eder. Omzumdaki rütbelerin sökük, yaldızlı oyuncaklar, sırma ipler yerine paçavralar bağlı. bilirim ki sürüklemek istemesem de elimde kalacaksın. Paçavra aşk… Sözler acıtmıyor. Eylem var hepsi bu. Şarabın tadı daha tatlı ekşi sevgimizden. sığmıyorsun bana. Nefretim saçaklanmış sarılmak sensizliğe daha yüce. Şimdi söz sustu, sükûnet konuşuyor Oysaki mola vermiştim sana Yürüyorum sokaklarca. Neonları sahte ışıklarla yanan cansız mağaza bedenleri daha gerçekçi yalancı bedeninden. Şimdi şehrimin küfür dolu nefesini okşuyorsun Ne zaman geçsem bu bulvardan sen geliyorsun beynimin uğuldayan yanına, oysaki sevgili daha şimdi MOLA verdim ben sana. DİLEK SOYSAL |