gül/ay bulutevvel zamanların terkisinde asılı dün doğumlarına inat gökten gül ve ay yağarmış bulutların en beyaz zamanında gül’ün çehresinde hüzün aydınlanır ve solunca çocuklar küsermiş oyunlara ay’ın damağında kuraklık başlar bir yudum sevgi veremezmiş bulut ağlarmış gül ve ay yanyana gelemeyince göğsünde sızılı bir karanfil taşırmış ağlamasın diye bulut küsmesin diye çocuklar gül ve ay göğün ortasında dansa tutuşup buluta tutunurmuş avuçlarımızdan yıldızlar kayar dilekler kuyruklarına tutunamazmış soluksuzluğunda yiter gider hiç olur bitermiş hiçliğini ayasında saklayarak adımları bir sonrakine muhtaç ilerlerken serüveninin saklı kırıklarında ne ileri ne geri oynamazmış baht denen alnın ortasındaki asılı sarkaç akrep düşmüşken yelkovanın peşine an ve an yüzümüz eskir zaman bırakırken derin izlerini bir bir silermiş sevinçlerimizi oysa özlediğimiz ağız dolusu gülmelermiş şimdilerde gamzelerim gölgesine saklanmış çocuk gözlerim çık desede ayaz vurur yüzüne üşümekten korkarmış umut ektim mavi akşamlara çiçeksiz toprağım pamuklara sarılmış alacalanmış günler dünler benliğini yitirmiş yarınlardan bir haber kime yüz sürse ellerim bir varmış bir yokmuş masallardan elmalar düşsede herkes kendi masalında ebe diğer yarısı kayıp bir elmaymış oysa ağlayan derin kesik sinesinde gülmezmiş hiçbir masal bu gökte gül ay’a sevdalı ay karanlığında yetim bulut hüzün yüklüymüş gül ay bulut ağlarmış ... Gülay Bulut |
:)